Eskiden "eş" kelimesi hayvanlar için kullanılırdı. Muhabbet kuşunun eşi olurdu.
Sonra feministler bastırdılar, "karı" kelimesinden rahatsız oluyorlardı.
Böylece kırk yıllık karı-kocalar bir anda birbirlerinin eşi oluverdiler.
Türk feministleri Amerikalı hemşireleri gibi "Miss" ve "Mrs" ünvanlarına kafayı takamıyorlar, bunlarla uğraşıp her ikisini de "Ms" yapamıyorlardı. Dilimizde birine "bey" ötekine "hanım" denirdi ama bu da onlara göre alaturka ve "Osmanlı" kokuyordu. Yani gericilikti.
Oysa Kemalistler buna alafranga bir çare bulmuşlar, birine "bay" ötekine "bayan" demişlerdi. Üstelik o uyduruk "sayın" kelimesi her ikisini de kesiyordu. Fakat feministleri kesmedi.
Eh, onlar da başka şeylere taktılar işte.
Örneğin "bilim adamı" lafına taktılar, ortaya bir de "bilim kadını" çıktı.
Şimdi bazı işgüzarlar bunları da yuvarlayıp tek kaleme bağlamışlar, "bilim insanı" çıkarmışlar. (Öyle ya, örneğin bilgisayarın mucidi Alan Turing'e "bilim eşcinseli" demek tuhaf kaçacak.)
Geçen gün bir muhalif gazetede okudum, "bilim insanımız Aziz Sancar" Amerika'da Türk Evi kurmuş, büyütmeye çalışıyormuş.
Aklıma iki soru takıldı.
Bir: Aziz Sancar "adam" değil mi yani?
İki: "Bilim insanı" olduğuna göre, "bilim kedisi", "bilim tavşanı", "bilim zürafası" falan da var mı?