Bunlar emekten yanadırlar, öyle ya... En yüce değer emektir, sorarsan öyle derler.
Emekçinin üç kuruşuyla oynamak da onlara mahsustur!
Herkes bilir: Erkekler berbere "daha ziyade" hafta sonu giderler, cumartesi ve pazar günleri. Hafta içi sinek avlayan berberde bile hafta sonu yoğundur.
Çünkü hafta içinde müşteri kendi işinde gücündedir, ev hanımları gibi "kuaföre" hele saatler ayıracak vakti yoktur. Berbere "boşluk bulduğu" zaman gidebilmektedir.
İmdi... Bazı CHP'li belediyeler (bu arada Kadıköy), berberlere pazar günü dükkân açmayı yasakladılar.
Çalışana zorunlu dinlenme sağlıyorlarmış.
Yalnız patronun kazancına, asıl iş yapacağı en yoğun gününe limon sıkmakla kalmadılar, asgari ücrete çalışan ve müşterinin bırakacağı bahşişe muhtaç, asıl gelir kapısı bu olan kalfanın, çırağın, manikürcü pedikürcü kızın ekmeğine de kan doğradılar!
Eh, bu da çıkmaz ayın son çarşambasında gerçekleşecek bir CHP iktidarında emekçiyi nelerin beklediğine küçük bir göstergedir.
Laf bitmedi, bir de "ciddi uygulamalara" bakalım: Her işyeri "iş güvenliği uzmanı" bulundurmak zorunda.
İşyerleri "çok tehlikeli- az tehlikeli" gibi sınıflara ayrılmış, güvenlik uzmanı bulundurmayanlara kesilecek para cezası da ona göre değişiyor.
Diyelim iki kişi çalıştıran az tehlikeli bir "umumi tuvalette" güvenlik uzmanının nerede oturacağını ve hangi tehlike durumunda olaya nasıl müdahale edeceğini merak ettim.
Yandaki adam üstüme işedi, yetiş!
Müşterinin ayağı çukura girdi, koş!
Adam içeride kilitli kaldı, yüklen!
Herif sapık galiba, benimkine bakıyor, geçir iki yumruk!
Berberler de "tehlikeli sınıfına" giriyorlarmış...
Öyle ya, ustanın elinde ustura, ya dellenir de gırtlağımızı keserse?
Dolayısıyla, her berber dükkânı hem bir güvenlik uzmanı hem de bir doktor bulundurmakla yükümlüymüş!
Gülmeyin, sekiz bin lira cezası var. Her ay da tekrarlanıyor. (Berberin bunu fiyatlara nasıl "yedireceği" ayrı bir eğlence konusu.) Güvenlik uzmanı herhalde parayı vermeden kaçmaya kalkan uyanığı yakalayacak ya da az bahşiş bırakan müşteriye beddua edecek (yirmi beş kuruş bırakan şerefsiz de vardır.) Bu uzman asıl "geyiğe dalıp da bir favoriyi uzun bir favoriyi kısa bırakan" dalgacı berberi uyarmalı, vicdan görevi yapmalıdır.
Doktor da "yanak kesme, çene doğrama" gibi iş kazalarına müdahale edecek, kan çıkan yere kantaşı bastıracak... Ciddi durumlarda tentürdiyot... Enfeksiyon tehlikesi varsa antibiyotikli merhem... Bu arada açlıktan baygınlık geçiren gariban çırağa nane ruhu...
Kulak koparsa da doğru hastaneye... Oldu olacak "ambülans zorunluluğu" da getirseydiniz!
Bence berberlere asıl birer "futbol uzmanı" tayin edilmeli, bu uzman futbol geyiklerini yönlendirmelidir. Hem bu suretle birçok gazeteci ve televizyoncu arkadaşa da ek gelir kapısı açılmış olur.
Böylece günlerdir kamuoyunun kafasını kurcalayan "Fatih Terim mi Arda Turan mı?" meselesine de belki bir çözüm bulunur.