Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

AB işi burada biter

Türkiye'nin günün birinde Avrupa Birliği'ne girebileceğine hiçbir zaman inanmadım.
Bunu da yıllardır her fırsatta, döne döne yazdım.
İşin matrağı, Türkiye'de de kimse inanmadı.
"Girelim" diyen liberal takımı da inanmadan yazdı.
Avrupa'da da kimse inanmadı.
Türkiye'nin kabulü için, günü geldiğinde (belki otuz yıl sonra) her üye ülkede ayrı ayrı referandum yapılacak, bir tek ülkede bile "hayır" çıkarsa bu iş yatacak... Bunu biliyor muydunuz? Gözlerden kaçırdılar çünkü.
Üstelik girsek bile, Türk vatandaşlarına, hadi diyelim vize kaldırıldı, hiçbir zaman "serbest dolaşım, oturma ve çalışma hakkı" da verilmeyecek! Üyesi olacağımız birliğe diğerleri gibi nüfus kâğıdıyla değil, gene pasaportla gideceğiz.
Sonra da bunu ciddiye almamızı bekliyorlar liberal arkadaşlar...
Ortak parası, ortak parlamentosu olan ama ortak hükümeti de ordusu da olmayan, ortak bir anayasası bile bulunmayan, üstelik en büyük üyelerinden biri de ayrılmaya karar vermiş bir garip birliktir bu...
Bu iş yürümemiştir. Bu fikir ilk ciddi krizde iflas etmiştir.
Birliğin küçük üyelerinden biri fiilen iflas etmiş durumdadır, birçok üyesi de zor durumda.
Bu birlikte hayır da yoktur istikbal de yoktur.
Nasıl ikiyüzlü, nasıl bencil, nasıl çıkarcı olduklarını da Türk milleti gördü. Yirminci yüzyılın en büyük hayal kırıklığı nasıl komünizm olduysa, yirmi birinci yüzyılın en büyük hayal kırıklığı da, Victor Hugo'nun deyimiyle "Avrupa Birleşik Devletleri" olacaktır. (O tabii bunu Fransa'nın önderliğinde bekliyor, günün birinde Fransa'nın Alman dümen suyuna gireceğini aklına bile getiremiyordu.)
Ama hepten "tasfiyesi" için bir formül bulunamadığından, ite kaka bir süre daha gidecektir...
Türkiye ile oynadıkları "tiyatro" da sürecektir tabii.
"Girdik giriyoruz, aldık alıyoruz" komedisi uzun süredir karşılıklı oynanıyor.
Şimdi Türkiye nefesini tuttu, Tayyip Erdoğan'ın sonunda "girmiyorum ulan" demesini bekliyor!
Türkiye'de demokrasiye karşı girişilen darbeyi utanmadan ve "alenen" destekleyen ve de dönüp demokrat olduğunu iddia eden bir kuruluşta zaten yerimiz olmamalıdır.
Türkiye onların beklentileri doğrultusunda küçülmeyecek, bir kısmını da bir Kürt devletine vermeyecektir.
Yüzüme karşı "Türkiye'ye en uygun antlaşma Sevr Antlaşması'dır" demiş olan Bilgi Üniversitesi'ndeki liberal puşt hiç kusura bakmasın.
Akıl hocaları, ağababaları, ağabeyleri de kusura bakmasınlar, Fetullahçı arkadaşları da.
Onlar şimdi canlarını kurtarmaya baksınlar! Osmanlı tokadı adım adım yaklaşıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA