Artık anlamayan eşektir: Amerika da Avrupa da Tayyip Erdoğan'ı istemiyor.
Çünkü Erdoğan yönetiminde Türkiye silkinip kendine geliyor, onlara kafa tutuyor. Onlara kuzu gibi, pasif bir Türk politikacısı lazım, gel gör ki o da oy toplayamıyor!
Erdoğan, IMF'den borç almayı reddediyor, İstanbul sermayesinin bütün ıkınmalarına rağmen... Erdoğan, bunalıma girmiş Avrupa'ya parmak ısırtacak temel yatırımlar yapıyor. Erdoğan "yerli ve milli" savaş sanayii kuruyor: Türk topu, Türk tankı, Türk uçağı, Türk denizaltısı üretiyor. Tarihte ilk kez!
Erdoğan'ı devirmeyi çok denediler.
Gezi ayaklanmasının arkasında Alman gizli servisi vardı. Birçok entel ahmak, neyin ne olduğunu göremeden elinde tuzlukla bu çatışmaya koştu.
15 Temmuz darbesinin arkasında da Amerikan gizli servisi. Amerikan yönetimi "bilmeze yattı", darbenin sonucunu bekledi.
Fetullah'ı besleyip büyüttüler, Erdoğan'ı devirmekte kullanmak istediler, olmadı.
Önemli olan Amerika'nın "bundan sonra" ne yapacağıdır. Pes edecek, Türkiye üzerindeki oyunlarından vazgeçecek midir? Yoksa "daha başka" yollar mı deneyecektir? Herhalde "zayıf Türkiye" ve "Kürt devleti" sevdasından vazgeçecek değiller.
Bu yollara "geleneksel" de diyebiliriz aslında: PKK ve PYD örgütlerini arkalamak... Türkiye'de gene 1980 öncesine benzer bir ortam yaratmak için Alevi- Sünni çatışması çıkarmak...
Birkaç "yobazı" başı açık kadınlara saldırtıp Kemalist Twitter zevzeklerine ekmek sağlamak...
Suikast düzenlemek...
1 Mayıs 1977'de Taksim'de halkın üzerine ateş açan CIA ajanlarını hatırlayalım. Bunları Yeşilköy'de kimin karşılayıp getirip Intercontinental oteline yerleştirdiğini de biliyoruz. 15 Temmuz günü Büyükada'da Splendid oteline kamp kurup darbenin gelişmelerini izleyen CIA ekibini bildiğimiz kadar.
Bir mitingde gene halka ateş de açabilirler, Erdoğan'ı uzaktan vurmayı da deneyebilirler.
Ancak bu sefer karşılarında "bu zokaları yutacak aptal solcu" yoktur. Halk vardır.
Bu sefer ortada bozuk bir ekonomi ve hoşnutsuz kitleler de yoktur.
"İlk marazada kaçacak delik arayan zavallı solcu" tipi, 15 Temmuz gecesi ya deniz kıyısındaydı ya da klimalı evinde derin uykuda...
Asıl merak ettiğim de şudur: Fetullahçı basına yöneltilen temizlik operasyonu birkaç "müseccel ayakçıyla" sınırlı mı kalacaktır, liberal geçinen asıl yılanlara ve çıyanlara da uzanacak mıdır?
Gerek basında gerek özel üniversitede kimin Fetullah'tan, kimin Amerika'dan, kimin Avrupa'dan yemlendiğini biz de biliriz, Erdoğan da bilir.
"Bilmeze yatan" ancak Erdoğan düşmanı muhalif basın olsa gerek.
Baksanıza, TSK'nın yeniden yapılandırılmasına ufak ufak ilk itirazlar da başlamadı mı? Bekleyin, daha ne uyuzluklar göreceksiniz...