Bazı kişiler, seçim bildirgesinde ona buna bol keseden dağıtan Kılıçdaroğlu'nun "parayı nereden bulacağını" merak ediyorlar. Bendeniz etmiyorum.
CHP iktidara gelemeyeceği için, paranın tasasına düşmeye de gerek yok!
Korkmasınlar, kredi kartı borçlarının yüzde 80'i silinip bankalar batırılmayacak. Mazota ölü eşek fiyatı verilmeyecek, Yunanistan'ı batıran hovardalar gibi bayramlarda açıktan para dağıtılmayacak, devlet bütçesine 150 milyar lira gibi vahşi bir yük bindirilmeyecek...
Hani, iktidara gelemeyen, onu bırakın meclise bile giremeyen Cem Uzan'ın mazotu bilmemkaç kuruş yapamadığı, her kasabayı vilayet merkezi, her taksi şoförünü üniversite mezunu edemediği gibi. (Üstelik CHP kampanyasında pilav üstü döner dağıtımı ve arabesk konserleri eksik. Ali Taran hedef kitlesine bu sefer "lumpenleri" dahil etmemiş.)
Bunların hepsi vaat, o kadar.
Kılıçdaroğlu ülkemizde "birilerinin açlıktan öldüğünü" de utanmadan söyleyebilecek kadar uçuyor.
Birileri Kılıçdaroğlu'na "ekonomiden bahset" diye akıl vermişler (Ali Taran mı, Amerikalılar mı?), o da sallamış...
Dolayısıyla, seçim bildirgesinde "evde kalmış kızlara koca bulmak" gibi daha gerçekçi vaatler yer alamamış maalesef... Buna karşılık "ücretsiz elektrik" gibi Çipras'tan araklanmış teklifler var.
Fakat "Üçüncü Boğaz Köprüsü projesi gözden geçirilecek" gibi yıkıcı vaatler de var. Kılıçdaroğlu köprüyü yaptırmayacak, ayakları da herhalde söktürecek!
Eh, iktidara gelemeyeceği için köprü de bitirilecek ve Cumhuriyet Bayramı'nda açılacak demektir. Endişeye mahal yoktur.
Bendeniz asıl muhalif basına bakıp bakıp eğleniyorum. Bir yandan Aydın Doğan medyası, öbür yandan onun dümen suyunda giden Demirören gazeteleri, programa ilaveten Hocaefendi beslemeleri, heyecanlandılar.
Hem "koalisyon iyidir" fikrini pompalamaya çalışıyorlar, hem de Kılıçdaroğlu'nun memleketi nasıl cennete çevireceğini ballandırmaya koyuldular. Önümüzdeki iki ay boyunca da bunları üfüreceklerdir.
Fakat bir halt ettiler ki gülmemek mümkün değil: İktidara vurmak için "HDP barajı aşıyor" propagandasında ölçüyü kaçırdılar.
Sonra birden farkettiler: HDP'ye yönelmesi beklenen küskün CHP seçmeninde "nasıl olsa aşıyormuş, bana ihtiyacı yokmuş, ben gene kendi partime döneyim" düşüncesi uyanabilirdi!
Bu panikle hemen zıplamaya koyuldular: "HDP barajı geçiyor demeyelim arkadaşlar!"
Çünkü Fethullah beslemesi basın iyice uçmuş, HDP'nin oylarını yüzde 13'e kadar çıkarmıştı.
Artık iki ay boyunca "aşabilir haaa" temasını işleyip beklentiyi diri tutmaya çalışacaklar. Bugüne kadar yerden yere vurdukları Kılıçdaroğlu'nun şimdi birdenbire ne büyük adam olduğunu anlatmaya çalışmak da ayrı bir güldürü unsuru.
Bendeniz asıl seçimden sonra nasıl kıvıracaklarını merak ediyorum: "Demek ki kimse açıktan para istemiyormuş" mu diyecekler, yoksa eski huyları nükseder de "halk cahil, kime oy vereceğini bilmiyor" mu yazarlar?