Başkanlık sistemine halkın aklı yattı. Anketler, halkın yüzde 73'ünün buna evet dediğini gösteriyor.
(Öyleyse AKP niçin yüzde 73 oy alamıyor?Çünkü, bunun yüzde 25 kadarı "başkanlık olsun ama Erdoğan değil" şeklinde düşünen "daha makul muhalifler"...)
Biz de dedik ya, sistemi bir kere kabul edin, Ahmet mi olsun Mehmet mi, onu sonra tartışırsınız...
Sorun bakalım Kürt vatandaşların "ateşli" kesimine, "başkanlık sistemi olsun, Apo da başkan olsun mu" diye, ne cevap verecekler?
Sorun bakalım Fethullahçılar'a, "başkanlık sistemi olsun, Hocaefendi de başkan olsun mu" diye, ne cevap verecekler?
Halkımız başkanlık sistemine niçin sıcak bakıyor?
Bir kere, bu "genlerinde" ve "kollektif bilinçaltında" var. Yani, "hiç aklından çıkmamıştı ki" de diyebilirsiniz.
Bu memleket altı yüz yıl padişah tarafından yönetildi.
Gençliğimde tanıştığım bir İngiliz kızı, bütün gençlik hışırlığımla yönelttiğim "niçin cumhuriyete geçmiyorsunuz" yollu şakalarıma, tokat gibi şöyle cevap vermişti: "Bir kraliçem olması bana şeref verir!"
Bu yüzden, bu millet Atatürk'ü de "bir çeşit modern padişah" gibi algıladı.
Eh, büyük önder de hiç de "Fransız Üçüncü Cumhuriyeti'nin sembolik bir başkanı" gibi davranmıyordu doğrusu!
İşte bunun için Rusya'da da Putin "bir çeşit modern çar" gibi algılanıyor ve "Rusya'ya eski itibarını ve görkemini kazandırma" politikası seçim sandığında kabul görüyor. (Buna karşılık Yeltsin "Amerika'ya tam teslimiyetin" adamıydı ve halk onu komünizmden kurtulabilmek amacıyla kerhen desteklemişti.)
Unutmayınız: Putin de Erdoğan da "yıkılmış imparatorlukların çocukları"dırlar! Halkları da eski imparatorlukların mirasçıları... (Halk arasında Ahmet Davutoğlu'na şaka yollu Pargalı İbrahim Paşa dediklerini biliyor muydunuz? Bu bir eleştiri değil, bilinçaltı bir özlemin belirtisidir.)
Türkiye'nin ahmak solu, Türkiye'nin bu çok önemli özelliğini es geçip ülkemizi "gariban bir Üçüncü Dünya ülkesi" sandığı için hep kaybetmiştir. Franz Fanon'un sömürgeler için önerdiği kurtuluş reçetelerini ülkemize uygulamayı düşünmüş ve halk desteği çıka çıka ancak yüzde 3'e çıkabilmiştir.
1923 yılında kurulan sistemin de görüntüsü parlamenter, kendisi mis gibi adı konmamış bir başkanlık sistemiydi...
Halkımız güçlü yürütme ve güçlü önder istiyor. Hep istedi.
Çünkü "kaostan" çok çekmiştir.
Muhalefet ve basın amigoları son zamanlarda koalisyon fikrine yılan gibi pek sarıldılar ama (denize düştükleri için!) halkımız artık koalisyon istemiyor.
"İktidarın ortada kaldığı" dönemlerden de çok çekmiştir.
Başkanlık sisteminde koalisyon "düşünülebilemez" bir saçmalıktan ibarettir.
İşte bütün bu nedenlerden ve daha başkalarından ötürü, muhalefet seçimi kazanamayacaktır. Basın amigoları hiç boşuna heveslenmesinler.
Kendilerine ancak şunu söyleyebilirim: Yahu, başkanlık sistemi olsun da sonra sizinki gelsin be kardeşim!