Muhalif basının en azgın CHP amigoları bile, bu partinin seçim kampanyasında "siftahı" olan Kartal mitinginin "heyecansız" geçtiğini belirtiyorlar, kimisi de "coşkusuz" demiş, aynı şey.
40 bin kişi kadar varmış... Buna 30 bin diyen partili de çıkmış, 60 bin diyen de... Oysa CHP'nin İstanbul'da 100 bin kadar kayıtlı üyesi bulunuyor. Herhalde üşendiler, Kılıçdaroğlu'nun kendi ilçelerini, ya da şöyle "daha ayakaltı bir meydanı" teşrifini beklediler.
Toplananlar kabaca 1 milletvekili eder, onu da CHP Kartal'dan miting yapsa da kazanır yapmasa da.
Bu mitinge harcanan para yaklaşık 3 milyon lira, bunun içinde Ali Taran'ın nafakası var mı yok mu bilemem. Nasıl olsa kazanılacak bir tek koltuk için üç milyon harcamak gerçekten de Kılıçdaroğlu'nun bir "hesap adamı" olduğunu gösteriyor (Türkiye'de on kişiden biriymiş.)
Bu "mitingsever"' tayfanın her seferinde uğradığı hayal kırıklığına da işte bu "hesap kitap bilmemesi" yol açıyor.
"Cumhuriyet mitinglerine" 500 bin kişi kadar toplamayı başarmışlardı, bu önemli bir rakamdı (gerçi Erdoğan 3 milyon kişi topluyor ama onlar "cahil halktır", sayılmaz!)
Bu da, kabaca 10 milletvekili demekti... Bu kadar milletvekili, hatta on misli fazlası, muhalefet için nasıl olsa çantada keklikti. Mitinge falan gerek yoktu.
Propaganda amacıyla, katılan vatandaş sayısını üfürdüler, 5 milyon yaptılar, seçimden sonra da "nereye gitti bunlar" diye şaştılar.
Bir yere gitmemişti, 5 milyon seçmen bile kabaca 100 milletvekili ediyordu, muhalefet de bundan fazlasını zaten kazanmıştı!
Haa, bir de "retro kampanya" başlatmışlar şimdi, "alkışlı" muhabbetin yanısıra. Retro, "geçmişe yönelik, geçmişe ait" demek.
Bu kampanya, bizim Emrehan'ın "elektronik partisi" gibi, elektronik bir girişim. CHP'nin poturlu kesimine değil, bilgisayar kullanan ve sağa sola Tweet atan şehirli çokbilmişlerine yönelik... Bunda Ali Taran'ın parmağı, eli ayağı yok.
Eski afişlerden (onlar poster derler) ve Yeşilçam filmlerinden yola çıkmış.
Örneğin Şener Şen, Gülen Gözler filmindeki Pilot Vecihi kılığında diyor ki: Oy istiyorum, veriyor musun?
Sylvia Kristel'i Emmanuelle kılığında çıkarıp "veriyorum" dedirtselerdi, düşünürdüm!...
Örneğin, Marilyn Monroe "Kılıçdar mı geliyormuş?" diye soruyor...
Teyze, sana gelse gelse John F. Kennedy gelir, kardeşi Bobby de içeriki odada bekler. Keşke "Deniz Baykal mı geliyormuş?" diye sorsaydın, daha anlamlı olurdu.
Ellili yıllardan kalma, Gina Lollobrigida havalarında bir bayan, kordonlu ve bakalit bir telefon ahizesine "yarın olmaz, CHP mitingi var" diyor. İsmet Paşa kürsüye çıkacak mı? Kasım Gülek'i de isteriz.
Ankara Garı'nın altmışlı yıllarda çekilmiş bir fotoğrafını koymuşlar, altına da "gelecek için yola çıkıyoruz" yazmışlar.
Bakın bu CHP'ye cuk oturuyor. Oradan başlayın, 2019 değilse bile 2023 seçimlerinde Ecevit'in 1977 yılında geldiği yere yaklaşırsınız.