Kazığı kabak gibi atarsan hiç kıymeti yok, "inceden" atacaksın. Örneğin bir yandan "darbe en kötü şeydir, ben darbeye karşıyım" derken bir yandan da ortaya "darbe" lafını şöyle bir salmış olacaksın, sonra durup durup bunu sık sık da tekrarlayacaksın ki zihinlerde yer etsin...
Belki bir etkilenen olur da aklına düşer, zinde kuvvetler içinde, general değilse de şöyle albay falan...
Yani şimdi biri çıksa da durduk yerde damdan düşer gibi "Gürsel Tekin asla eşcinsel değildir" dese... Aklınıza ne gelir?
O birisinin yemin etse başı ağrımaz, "ben kötü bir şey demedim ki, Sayın Genel Sekreter'i savundum" der geçer.
Lakin arzulanan netice de elde edilmiş olur.
Arkadan ne gelecek diye bekliyorduk, tahmin etmiyor da değildik: Şimdi de "CHP'nin kapatılması" diye bir kıtır attılar ortaya.
Ayy, tıpkı 1960 yılının ilk ayları gibi... Değil mi kardeş? İyi de, Tahkikat Komisyonu nerede?
"CHP'yi kapatmayı düşündüklerinden hiçkimsenin şüphesi olmasın" yazmışlar.
Vallahi benim var.
İktidar bu kadar zavallı, bu kadar aciz, bu kadar güdük, bu kadar çapsız, bu kadar yetersiz bir muhalefet bulmuş karşısında, bir de onu neden kapatsın?
CHP gazete değil ki Gürsel Tekin gibi demokratik bir şekilde el koysun!
Amaç, 1959-60 yıllarının havasını yaratmak. En azından, öyle bir hava olduğunu düşündürmek, saftırıkları kandırmak.
Gezi olaylarıyla "28 Nisan 1960 Beyazıt arbedesini" yeniden sahneye koymayı denemişlerdi, tutmadı.
Şimdi de bir "kapatma" lafı atıyorlar ortaya, belki tutar umuduyla...
İktidar CHP'yi önünde engel olarak görüyormuş.
Anketlerde yüzde 50 çıkan AKP, yüzde 23 görünen CHP'den korkuyormuş.
İyi ama vahşi bir enflasyon yok, hiçbir maddenin darlığı çekilmiyor... Kılıçdaroğlu'na kimse taş atmıyor gezilerinde...
Yaratmak istedikleri gibi seçim öncesi "gergin" bir ortam da yok, herkes kime oy vereceğine çoktan karar vermiş, bekliyor...
Hepsinden önemlisi, seçim var seçim, tarihi de belli, üç buçuk ay kalmış. Adnan Menderes dili varıp da bir türlü "seçime gidiyorum" diyememişti. Çok değil, mayıs ortalarında bile bunu söyleseydi o darbe yapılamazdı.
Zarar yok, devrin genelkurmay başkanı Rüştü Erdelhun da Necdet Özel gibi iktidara ses çıkarmıyormuş ama bu onu kurtaramamış...
Zarar yok, "Özgecan Tayyip yüzünden öldürüldü" terbiyesizliğini tutturamazlarsa "Tayyip'in esnafı gazeteci öldürdü" terbiyesizliğine sığınırlar. Belki karları da Tayyip yağdırmıştır, ha?
Aah ah, şimdi Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman görev başında olacaktı ki hemen kapatma davasını yapıştıracaktı, kanıt olarak da misyon gazetesinin kupürlerini gösterecekti: "CHP'yi kapatmak istiyorlar"...
Uç uç böceğim, Hocaefendi sana terlik pabuç alacak!