Biz din dersine girerdik, sınıfta "az sayıda mevcut" gayrımüslim arkadaşlarımız da doğruca bahçeye, tuvalette sigara içmeye... Onlara gıpta ederdik, dersi ne güzel kırıyorlardı!
Din dersi de sade suya tirit, "adet yerini bulsun" diye verilen bir dersti, "bana bir hadis söyle" sorusuna "temizlik imandan gelir" diyen notunu alıp geçiyordu...
Bu derste ben dinimi mi öğrendim? Hayır. Ne abdest öğrendik ne namaz, ne hadis öğrendik ne ayet, ne fıkıh öğrendik ne tefsir.
Ne var ki, bu ders zorunluydu. Tıpkı "askerlik dersi" gibi. Orada ne öğrendik? Nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlara kısaca "nebece" denildiğini, o kadar. (Er eğitim alayının bölük anfisinde de öğretiyor çavuşlar.)
Hemen de kendi kendimi düzeltiyorum: Kâğıt üzerinde zorunlu değildi ama fiilen zorunlu gibiydi. Mahalle baskısı altında "ben çocuğumu din dersine sokmuyorum" diyebilmek için mangal gibi yürek isterdi.
Buna karşılık hiçbir gayrımüslim aileden de "çocuğum İslam hakkında da fikir sahibi olsun" şeklinde demokratik bir yaklaşım görmedik maşallah!
Böylece birbirimize yabancı, birbirimizi tanımadan, birbirimiz hakkında bilgi sahibi olmadan yetiştirildik.
Hep söylerim ve de ısrarla söylerim: Din dersi, bir "din kültürü dersi" olmalıdır.
Yani, Sünni çocuk, Alevi kültürü hakkında da bilgi sahibi olacak! (Aleviliğe geçecek demedim.)
Ama bunun tersi de geçerlidir: Alevi aileler de, çocuklarının Sünni mezhebinin özelliklerini öğrenmelerine gıcık kapmayacaklar! (Gidip de Sünni yazılsınlar demedim.)
Yani, bu bir kültür dersi olacak. Tarih ya da coğrafya benzeri. Korkacak bir şey yok: Bizans tarihi okuduğunuz zaman Yunan uyruğuna geçmiyorsunuz.
Öte yandan, hangi mezhepten olursa olsun, çocuk diğer dinler hakkında da temel bilgi sahibi olacak, Pater Noster duası nedir, Kadiş duası nedir, "araf" kavramını katolik kilisesi ne zaman ve neden yumurtlamıştır, niçin katolikler soldan sağa ama ortodokslar sağdan sola haç çıkarırlar, bilecek.
Bu sağlanamadı.
Dersin adı din kültürü yapıldı yapılmasına da, gene bir Sünni dersi oldu çıktı.
Şimdi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi buna karşı çıkmış, dersin hem "objektif" anlatılmasını, hem de zorunlu olmaktan çıkarılmasını istemiş.
Dersi seçmeli yaparsan, ailenin "kendi inançlarını açıklamak zorunda kalmamasını" da sağlarsın, yani anayasaya uyarsın. Hiçbir ana baba "çocuğumu din dersine sokmuyorum çünkü biz ateistiz" ya da "siz Sünnilik öğretiyorsunuz oysa biz Aleviyiz" demek zorunda kalmaz. "Onun yerine Almanca'yı tercih etti amcası" der geçer.
İsteyen de evinde verir çocuğuna din eğitimini, çatal bıçak tutmayı öğrettiği gibi.
Onu bırakın, becerip de sivil okullardan üniformayı on iki yıldır ne hikmetse bir türlü kaldıramadık. Okul yönetimlerine ve ailelerin tercihlerine bıraktık, yani topu taca attık.