Yok, bendeniz neyin ne olduğunu biliyordum tabii de, "Beyaz Türk" tabir edilen Cihangir- Nişantaşı çocukları Selahattin Demirtaş'ı bir şey sanmışlardı...
Sırf Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vermemek için (sahi ya, öyle bir adam vardı, hatırladınız mı?) Demirtaş'a yöneldiler. Demirtaş da, bu entel desteğiyle topladığı yüzde 10 oyu "gerçekten kendi oyları" sanıp uçmaya başladı.
HDP, yeni hükümetin programını beğenmemiş, güvenoyu vermeyecekmiş. Müseccel siyasi çıkıntı Ertuğrul Kürkçü ve Pervin Buldan da ters konuşmuşlar. Hani utanmasalar "bu programda sosyalizm niye yok" diye de şarlayacaklar...
Olur ya, muhalefet partisidir, oyunu vermez vermez.
Ancak, ısrarla üzerinde durduğu "Türkiye halklarının demokrasi, özgürlük, adalet ve eşitlik taleplerinin" AKP ile işbirliğinden başka bir yerden geçeceğini sanıyorsa, çekiverin kuyruğunu...
Bunların Davutoğlu hükümetinin programında yer almamaları doğaldır, çünkü herkes biliyor ki yeni hükümet on aylık bir "geçiş dönemi" hükümetidir.
Kürt meselesinin gerçek çözümü 2015 seçimlerinden sonraya ve yeni anayasaya kalmıştır.
Selahattin Bey'in de, çoktan mazide kalmış "silahlı mücadele" dışında, tutunabileceği başka bir dal yoktur.
Aklı olan bunu şimdiden görür.
Kaldı ki, 367 önemli değil ama, AKP seçimde 335 koltuk çıkaramazsa (meclis başkanı olacak milletvekilinin oy hakkı olmayacak, eh buna muhtemel ölümleri, Hakan Şükür benzeri mızıkçıları falan da ekleyin, "rahat çalışmak" için 330'u azıcık geçmek şart), onun da yeni bir anayasa için HDP'ye ihtiyacı olacaktır!
Bütün göstergeler, "yeni Türkiye" için akıl yolunun bir "AKP -HDP işbirliği" olduğu yönünde... Kaldı ki anayasa referandumunda Kürt oyları da önem taşıyor.
Haaa, AKP 330'u geçerse de o zaman HDP'ye burun kıvırır, "çözüm süreci" kimse Demirtaş'a sormadan rayına oturur. İstediği bu mudur, o zaman mutlu olacak mıdır?
Buna karşılık Selahattin Bey ne yapıyor, hangi bulanık sularda balık avlamaya kalkıyor?
"CHP ile ittifaka hazırız" demiş!
Vallahi de demiş. Ağzım açık kaldı.
Sonra toparlamış, "ittifak demeyelim ama bazı mücadele alanlarını birlikte yükseltmeye hazırız" şeklinde o geleneksel, hoş ve boş "solcu ağızlarını" yapmış.
Kendisi solcu ya, CHP'nin "sağa kırmaktan vazgeçip sola doğru ciddi politik değişiklikler gerçekleştirebileceğini" umuyor.
Kendisine de bazı kırsal alanlarda, belde ve mezralarda politikacı diyorlar...
CHP'den Kürt halkına herhangi bir fayda gelebileceğini, CHP'nin geçmişini silip, kimlik değiştirip sola açılabileceğini sanıyor.
Kürt halkının geleceğinin ancak "Türk desteğiyle kapitalist kalkınmada" olduğunu da Kürt solcularının göremedikleri gibi (oysa AKP seçmeni Kürtler bunun pek iyi farkındalar.)
Gerçekleri Apo görüyor, Selo göremiyor.
Eh, o kadarcık "çap farkı" da olacak tabii.
