Sevgili kardeşim Can Ataklı, ilk işsiz kaldığı dönemde Internet'te bir site kurmuş ve bu yoldan iyi kötü kendini "unutturmamayı" denemişti...
İkinci işsiz kaldığı dönemde daha başka bir şey yaptı, politikaya girmeye kalktı. Belki üçüncüde bakkal dükkanı açar.
Fakat, kapı önüne konulan bazı faşist gazeteciler gibi gidip de birtakım çarçur varakparelere kapağı atmadı, bu da artı puandır.
Politikada adresi elbette CHP olmalıydı. MHP azıcık ayıp olurdu.
CHP ona hiç yüz vermedi, ciddiye almadı. O da şimdi DSP'ye gitmiş. Ya da DSP ona gelmiş, aynı kapıya çıkar. "Pantalon uyduramadık ceket verelim" der gibi, "CHP uyduramadık DSP verelim" diyor. Büyükşehir adaylığı isterken artık Beşiktaş ilçe adaylığıyla idare edecek...
Medyada Ataklı'nın ismini taze tutmaya çalışan iki kankası var: Biri Aydın Doğan'ın gazetesinde okuyucu mektupları derliyor ve kendini köşe yazarı sanıyor, öteki de bir Internet sitesinde nedense takma isimle yazan sağdıcı (gerçek isminde bir leke, bir sabıka mı var ki saklıyor?)
Biz de burada ara sıra Can'ın adını anmak suretiyle bu çabaya katkıda bulunuyoruz, ne de olsa arkadaş hatırı vardır, bu iyiliğimi de unutmasın.
İmdi... Bu DSP denilen parti, bildiğiniz gibi "Ecevit Partisi" lakabıyla maruftur.
Fakat onu artık kurucusu Rahşan Hanım bile desteklemiyor. Onun yeni ve başka bir partisi var: DSHP, Demokratik Sol Halkçı Parti (yani bu durumda DSP halkçı değil mi?)
"Kuaför Vili'den ayrılan manikürcü Perihan" gibi bir durum...
Partinin eski ağır topu Hüsamettin Özkan da şu anda Mustafa Sarıgül'ün arkasında.
Başkanı Masum Türker, "küçük parti" deyince çok kızıyor ve protesto mektupları döşeniyor.
DSP, 2001 yılında ekonomiyi batıran hükümette iktidar ortağıydı. Yüzde 22'den birdenbire yüzde 1.21'e düşüverdi. On iki yıldır da meclise girebilmiş değil.
Sonra Ecevit beyin kanaması geçirip komaya girince partinin oyları artış göstermişti de, bazı basın mensupları "demek ki Ecevit'e emr-i Hak vaki olsa iktidara gelecekler" diye dalgalarını geçiyorlardı...
Ecevit'e öyle oldu ama parti iflah olmadı.
DSP geçen genel seçimde ancak yüzde 0.25 oy toplayabildi. Geçen belediye seçiminde de alabildiği oy, yüzde 2.8... Beşiktaş ilçesinde yüzde 7.6 almış, fena sayılmaz.
Parti başkanı Türker, Ataklı'nın bu sefer Beşiktaş'ta yüzde 50'yi geçeceğini söylüyormuş. Ağzı torba değildir, büzülemez, söyler.
Türker, "Çarşı'nın sorununu ancak Ataklı çözebilir" demiş. Herşeye karşı olan çarşının somut olarak ne sorunu varmış, onu da biz merak ettik. Fernandes'in kalması ya da gitmesi hakkında racon mu kesilecek?
Ne dersiniz, belediyeciliğin b'siyle uzaktan yakından ilgisi olmayan Ataklı Beşiktaş'ı kazanır mı? "Sarıgül'ün partiyi ele geçirme hamlesi" üzerine CHP içinde kopan kavgadan gürültüden yararlanıp "küskünlerin" oylarını alırsa? Vallahi çok gülerim ha...
Bu mesele çok mu önemli de yazdık? Yoo, siz de gülün diye yazdık, bugün pazar değil mi?