Kocası para kazanmış yarı-aydın kadınları kazıklamak için yazılan çarçur kitaplar vardır: "Sevgi içimizde" falan tarzı abukluklar. Bağdat Caddesi'nde ve seçkin AVM'lerdeki Aydın Doğan "marketlerinde" sayın müşterilerin tüketimine sunulmuşlardır. Burjuva karıları bol bol alırlar.
Aydın Doğan'ın bu marketleri, bir yandan bu molozlar, bir yandan faşist Silivri edebiyatı, bir yandan son moda Gezi kitapçıkları ve bol bol da oyuncak ve incik boncuk satılan kasaba panayırlarına dönüştüler. Doğru dürüst kitap bulmak için ya Kadıköy'e ya Beşiktaş'a gideceksiniz.
Azıcık daha zeki tüketiciye de birtakım "gizemli thriller" romanları sunuluyor, Dan Brown falan tarzı.
Bunların arasında "Hitler yaşıyor" edebiyatı da Avrupa ve Amerika'da kendine özgü bir yer tutar. Bu da tarih meraklısı yarı-aydın erkeklere yöneliktir.
Elbette Hitler yaşasa bugün 125 yaşında olacağından, bu tür eserlerde Hitler'i uygun bir zamanda öldürmek esastır. (Buna karşılık bizdeki "Atatürk yaşıyor ve yeniden Samsun'a çıkıyor" edebiyatı her ahmağın başucu kitabı olmuştur.)
Hitler'i en uygun yaşatma alanı da, elbette savaştan sonra birçok Nazi'nin kaçtığı Güney Amerika ülkeleri, özellikle Arjantin... Bu ülkelerde Carlos Müller, Ernesto Hoffmann gibi birtakım tuhaf isimli "kırma" adamlara rastlanır... (Bir de Suriye ve Lübnan'dan gitmelerin torunları vardır, Ahmet Rodriguez, Hasan Gonzalez, Abdullah Hernandez falan, en ünlü temsilcileri de şarkıcı Shakira, bildiğiniz Şakire...)
Gene uyanığın biri bir kitap yazmış: Meğerse Hitler 95 yaşına kadar Brezilya'da yaşamış. Üstelik, sıkı durun, bir de zenci sevgilisi varmış!
Evet, o yaşında, hem de "siyahi"... Irkçı olduğunu çaktırmamak için kendine zenci sevgili bulmuş!
Eva Braun'la birlikte Arjantin'e kaçtığını ve nurtopu gibi iki de kız çocukları olduğunu iddia eden daha başka benzer "eserler" de yok değil...
Dilimize çevirilip basılsalar kimbilir kaç enayi para verip alacaktır.
Bu son eserin sahibi kitabına bir de fotoğraf eklemiş, resimde zenci bir kızın yanında Hitler olduğunu ileri sürdüğü bir adam var ama -ne hikmetse- yüzü bulanık... Genel havası da Hitler'den ziyade Evkaf'tan emekli Rıfkı Bey'i andırıyor...
Bununla da kalmıyor: Kuzey İtalya manastırları ve Cenova limanı üzerinden birçok Nazi'yi kaçırmaktan zaten sabıkalı olan Katolik kilisesi, Hitler'e giderken bir de hazine haritası vermiş! (Seksin içine para da katacaksın ki sazanlar daha çok atlasınlar.)
Arkadaşlar, Hitler 1945 yılında Berlin'de öldü.
Kalıntıları (kafatası parçaları, çene kemiği) KGB -o zamanki adıyla NKVD- ajanı bir kadın tarafından bir karton kutuya konuldu, Moskova'ya götürüldü. Kutu ve kemikler, SSCB yıkıldıktan sonra Lubyanka mahzenlerinde ortaya çıktı.
Stalin denilen sapık, "Amerikalılar Hitler'i bana karşı kullanmak üzere saklıyorlar" diyebilmek için gizli tutmuş... Berlin'i alan Mareşal Jukov'a bile söylememiş de "ulan bir becerip de Hitler'i yakalayamadın" diye adamcağıza durup durup fırça çekermiş...
Hitler'in sığınakta öldüğüne dair görgü tanıkları, en başta sekreteri Traudl Junge olmak üzere yaveri Heinz Linge, uşağı Otto Günsche ve şoförü Erich Kempka falan, yar ı-aydınların değil gerçek aydınların ilgi alanındadır.