İstanbul sermayesine de hizmet veren "CHP medyası" iki koldan yeni bir operasyon peşinde...
Tabii arada merdiven saçmalığı gibi fırsatlar çıktıkça "isyan fişteklemek" girişimlerini de deneyecekler ama esas olarak "artık önlerindeki maçlara bakmak" zorunda kalıyorlar.
Bu operasyonlardan biri, ne yapıp yapıp CHP'nin İstanbul belediyesine Mustafa Sarıgül'ü aday göstermesini sağlamak... (Can Ataklı kardeşimiz ağlamasın diye ona da ilçe vereceklermiş.)
Onlar bu adaylığı bekliyorlar, eh biz de yağmur gibi yağmaya başlayacak olan yolsuzluk iddialarını!
Operasyonun ikinci kolu, bir şekilde Metin Feyzioğlu'nu partinin başına yerleştirmek.
Bu noktada iki "fraksiyona" da bölünebilirler (gülcüler ve feyizciler), ama iki tarafı da memnun edecek "opsiyonlar" da mevcut: Birinden biri partiye, ya da biri partiye biri belediyeye, ya da biri önce belediyeye daha sonra partiye...
Feyzioğlu'nu cumhurbaşkanı adayı yapıp şişi de kebabı da yakmamaya çalışan orta yolcular da çıktı: O Çankaya'ya, Kılıçdaroğlu gene partinin başına...
Velhasıl, gazeteci arkadaşlarımızın da sık sık bildikleri gibi partinin içi gene karışık, homurtular yüksek düzeyde, amigo basını da henüz ne yapacağını bilemez durumda.
Metin Feyzioğlu mu? Hopalaa... O da kim yahu, nereden çıktı?
Hani Yılmaz Büyükerşen'i bile Eskişehir belediye sınırları dışında duymuştuk ama bu da kim?
Bu Feyzioğlu'nu halk tanımaz.
Kendisi, bizim pek iyi hatırladığımız ama genç kuşağın gene tanımadığı Turhan Feyzioğlu'nun torunu.
Dedesi de, vaktiyle İnönü ve Ecevit'le ters düşmüş, ayrılıp kendi minik partisini kurmuş ve sonra da eriye eriye yokolup gitmiş tipik bir bürokrat-politikacıdır.
Ecevit'i bile "fazla solcu" bulmuş ve kazan kaldırmış bir adamdı. Geçen yüzyılın mezarlığında yatıyor.
Torununu kimsenin tanıması gerekmiyor, Ankara bürokratları ve matbuat kaşalotları tanıyorlar, onlar için yeterlidir.
Lakin, bütün bu gereksiz tantananın bir anlam kazanabilmesi için de bir tek şey lazım tabii: Seçimleri kazanmak!
Bu olamayınca, bütün bu çabalar bazı amigoları köşelerinin başlarında tutmaya bile yetmeyecek...
Bizim için ilginç olan, 2014 yerel ve 2015 genel seçimleri yapıldıktan, ortalık mayna olduktan sonra ne yazacakları, ne yapacaklarıdır.
Sarıgül'den nasıl "kurtulmaya" çalışırlar ve Feyzioğlu'nu ne suretle "devirme" yollarını ararlar?
Çünkü "bu adamla da olmuyor" hezeyanı, sık sık yaşamaktan zevk aldıkları acıklı bir güldürüdür.
Evet muhterem hokkabazlar, 2019'da kimi nasıl bir katakulliyle partinizin başına getirirsiniz? Şimdiden düşünmeye başlayınız. Acaba 2023 seçimlerine kadar yeni yeni "elektronik kayıt biçimleri" icat edilir de namussuzca adam yeme girişimlerinde onlar mı kullanılır?
"Kaset" yapmayın artık, çok çağdışı kaldı.
Sizin kalmadığınızı söyleyene de gülerler.