Ne zaman Berlin'e gitsem, yerinde yeller esen imparatorluk sarayının "boşluğuna" uzun uzun bakarım. Adanın ortası, katedralin, müzenin ve Lustgarten'in karşısı.
Paris'te, yerinde yeller esen Tuileries Sarayı'nın boşluğuna da baktığım, onu zihnimde yeniden kurduğum gibi.
Biri müttefikler tarafından bombalanmış, öteki yakılmıştı (devrimci arslanlar tarafından!)... Fakat yıkılıp yokolmamışlardı. İkisi de küçük restorasyonlarla yeniden canlandırılacak durumdaydı.
Birini Fransız burjuvaları tümden kaldırmayı tercih ettiler (1883), ötekini Alman komünistleri, daha doğrusu onların efendisi Sovyet makamları (1950)...
"Eskiye yönelik özlem simgesi" olmasından korkmuşlardı. Hitler'in başbakanlık binası da ayaktaydı, restorasyonla işgörebilirdi, onu da yokettiler, Hitler'in sığınağıyla birlikte. Buna karşılık, bombardımandan sapasağlam kurtulan Göring'in Luftwaffe binasına dokunmadılar, tam tersine "Doğu Alman bakanlıkları" olarak kullandılar, bugün de birleşik Almanya'nın Maliye Bakanlığı'dır. Gidin bakın, sütunlardaki gamalı haçlar kazınmıştır, o kadar.
Sarayı yıktılar ama ahırlarına (Marstall) dokunmadılar. Bizde İsmet İnönü Dolmabahçe Sarayı'nın ahırlarına futbol stadı yaptırdı!
Komünistler sonraları sarayın yerine (tam olarak aynı yere değil, çaprazına) kendilerince çirkin bir "kültür sarayı" kondurmuşlardı, asbest kullanıldığı yani zararlı olduğu için Almanya'nın birleşmesinden sonra o da yokedildi.
Şimdi iki sarayı da yerine koymak için girişimler var. Berlin'de, Wilhelm'in sarayını ihya etmek isteyenler (çünkü istemeyenler de var), sarayın boşluğuna "bire bir" maketini yaptılar... Bir süre tuttular öylece.
Dört duvarını, kereste iskelet üzerine boyalı brandayla, orijinal yerine diktiler.
Halk görsün diye... Çünkü sarayı hatırlayan yaşlılar çok azalmışlardı, hepsi seksenini aşmıştı.
Ve de böylece "yapalım" diyenler kazandılar. Şimdi inşaat başlıyor, 2019 yılında bitecekmiş, 590 milyon avroya çıkacakmış. Kültür merkezi olacak.
Bizde de şu ünlü Topçu Kışlası'nı hatırlayanlar, şimdi çevrecilerin işeyip tepiştiği avlusunda yani eski Taksim Stadı'nda futbol maçı seyretmiş olanlar, seksen yaş ve üstü...
İstanbul belediye başkanı Sayın Kadir Topbaş, size sesleniyorum.
Vakit var mı bilmiyorum ama şu Topçu Kışlası'nın "bire bir" maketini yaptırıp geçici olarak yerine koyunuz! Bu konuda uzmanlaşmış olan Almanlar'dan da acil yardım isteyebilirsiniz.
Duvarların suretini yani, içini kimse bilmiyor zaten.
Böylece halk bunun ne menem bir yapı olduğunu görsün.
Anlaşıldığına göre mesele "bağlayıcı olmayan bir plebisite" gidecek, karşı çıkan neye karşı çıktığına, onaylayan neyi onayladığına "somut" olarak baksın. Evet diyen neye evet dediğini, hayır diyen neye hayır dediğini idrak etsin.
Tabii, meydana da, dikeceğiniz yeni ağaçların maketlerini koydurun ki, halk, muhalif basının çarpıttığı gibi meydanın ağaçsız kalmayacağını da anlasın!
Baksanıza, şimdi de "plebisit yapılmasın çünkü Tayyip kazanır" korkusu başladı holding medyasında!... Bu da demokratlık oluyor.
Başbakana yönelik eleştiri, "niçin kışlayı yaptırıyorsun" değil, "Dolmabahçe'nin ahırlarını ve tiyatrosunu niçin yerine koyamıyorsun" olmalı değil miydi?