Tek gazete okuyanlar farkına varamazlar, bizim gibi her gün en az sekiz kötü gazeteyi oflaya puflaya baştan sona incelemek zorunda kalanlar sezdiler:
Son zamanlarda "CHP amigolarında" tuhaf bir iyimserlik ve hatta bir efelenme...
Ağlamayı bırakıp ufaktan ufaktan diklenme...
Usul usul tehditler savurmaya koyulma...
Hayırdır?
Neresinden bakarsan bak, belediye seçimlerine daha bir yıldan fazla zaman var, cumhurbaşkanı seçimine bir buçuk yıl, genel seçimlere de iki buçuk yıl...
Fakat hazretlerde bir "geliyoruz geleceğiz yakındır" tavrı...
Yukarıda saydığım seçimlerden herhangi birini muhalefetin kazanması ciddi yorumcular tarafından sözkonusu bile edilmediğine, buna en küçük bir ihtimal verilmediğine göre...
Son umutları Mustafa Sarıgül bile henüz ağzını açıp konuşmadığına, aday olup olmayacağına bile karar vermediğine göre...
Bunlar neye güvendiler böyle birdenbire?
Kimisi Türkiye'nin "fırtınanın gözüne" doğru sürüklendiğini yazıyor. Bununla ne demek istiyor? Savaş mı bekliyor darbe mi?
Kimisi "bize çok acı verecek büyük bir altüst oluş" fikrini, bundan korkarmış gibi yaparak ama aslında bunu özleyerek işliyor... Almanlar'ın "Schadenfreude" dediği "acılardan zevk alma" eğilimini gizlemeye çalışıyor.
Kimisi, muvafık iken muhalefete geçenlere, özellikle "yetmez ama'cı" mızmız liberallere gözdağı veriyor: Artık çok geçmiş!
Ne kadar "dönseler" nafileymiş...
Kendilerini vaktiyle çok uyarmışlar ama dinletememişler, şimdi artık son pişmanlık fayda vermezmiş.
Çok geç olan nedir? Bunlara "ceza kesecek" bir merci mi var yoksa oluşturulacak mı?
Kimisine göre bir "kritik nokta" varmış, maçın kırılma noktası gibi...
O noktaya kadar dönersen (doğru yolu bulursan!) affedeceklermiş, o noktayı geçersen, ne kadar yalvarsan boşunaymış...
Birileri "birşeyler" yapacaklar, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'na göre serbest seçimlerle teşekkül etmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oluşturduğu ve güvenoyu verdiği Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru hükümetini destekleyenler de aman dileyecekler!...
Hayırdır beyler?
Bizim bilemediğimiz işler mi döndürüyorsunuz?
Başbakan PKK ile barış yapacak, buna dayanamayan birtakım "iyi sıhhatte olsunlar" da duruma müdahale mi edecekler? Umudunuz bu mu?
Yoksa dandik maaşlarınızla piyasalara müdahale edip ekonomik kriz mi çıkaracaksınız?
Nedir hesabınız? Neyin intikamını nasıl almayı bekliyorsunuz?
Mahkemece suçu sabit görülmüş adamları salıverdirip muvafıkları içeri mi tıktıracaksınız?
Kendi kendinizi ve birbirinizi yüreklendirmek için karanlıkta ıslık mı çalıyorsunuz yoksa kontrgerilladan falan "az bekleyin, halledeceğiz" şeklinde bir ışmar mı aldınız?