Dostoyevski'de öyle geçer, özellikle "Budala" romanında: "Giniralşa"... Generalin eşi değil, dişi general... Kadının kendisi de general sayılıyor... Hani örneğin, Prens Mişkin'e kol kanat geren General Yepançin'in eşi Lizaveta Prokofyevna...
On dokuzuncu yüzyıl Fransız edebiyatında da "la generale" diye geçerler. Eskiden bir paşanın karısına da "dişi paşa" muamelesi yapılırmış, kocası terfi edince herhalde o da etmiş oluyor.
Kendini "giniralşa" sanan yerli bir hanım, kocası bilmemkaç sene ceza yiyince, "memleket elden gitti, kocam gitse ne olur" gibilerden bir laf etmiş. Duyan da, orduevinde ölü eşek fiyatına saç yaptırmaya zam geldi sanır.
Fakat hanımefendi haklıdır: Memleket bürokrasinin elinden gidiyor, halkın eline geçiyor. Zümre olarak kendilerine ağır gelen budur.