Şimdilerde misli görülmemiş bir ekonomik kalkınma hamlesine sahne olan Anadolu'nun eski yoksul dönemlerinde, her kasaba, pazarlayacak başka malı olmadığından, oradan çıkmış "mümtaz evlatlarıyla" övünürdü... Yetiştirdiği demedim, çünkü kimsenin kimseyi yetiştirdiği falan yoktu. Oranın çocuğu olmak yetiyordu.
Amasya'nın elması, Malatya'nın İnönü'sü gibi...
İşin güzel yanı da İnönü'nün İzmir'de doğmuş olmasıydı tabii! Babası Bitlis'liydi, annesi Bulgaristan göçmeni. Dedesi Bitlis'ten gelip Malatya'ya yerleşmişmiş, sevgili Malatyalılar buna seviniyorlardı.
İşte Isparta'nın da halısı, gülyağı, kırkıncı piyade alayı ve Demirel'i meşhurdur.
Isparta Demirel'i "yetiştirmemiştir", Demirel orada yalnızca doğmuş, mühendislik eğitimini İstanbul'da almıştır ama zarar yoktur.
Demirel olmasa kimseciklerin adını duymayacağı Isparta'nın İslamköy beldesinde bir "Demirel Müzesi" açılıyormuş...
İçinde Demirel'in heykeli de var. (Bizim burada da futbolcu Alex'in var.)
Haberi veren gazete "müze" diyor ama yayınladığı fotoğrafta, kapının üzerinde "külliye" yazıyor.
Yani külliye olduğuna göre camii, medresesi, türbesi, tekkesi, zaviyesi, imareti, kütüphanesi, çarşısı, hamamı falan da mı var?
Sekiz kubbesi varmış, büyük kubbe cumhurbaşkanlık dönemini, yedi küçük kubbe de başbakanlık dönemlerini simgeliyormuş. Hamamsız hiç olmaz. O yapı kompleksinde mutlaka bir Demirel Hamamı da bulunmalıdır. Kubbe varsa hamam şarttır. Gerekli tellaklar, basından temin edilebilir.
Külliye kapsamında, Demirel'in doğduğu ev de restore edilmiş şekliyle yer alıyormuş. Umarız hiçbir MİT ajanı bomba atmaya falan kalkmaz.
Gene gazetenin haberine göre, müzede, çeşitli gezilerinde Demirel'e verilmiş hediyeler de bulunacakmış.
Demirel'in, Celal Bayar'ın "Afgan tazısı" misali, almış olduğu önemli bir hediye var mıdır?
Aman aman, nice badireler atlatıp yeniden başbakan olduğu 1991 yılında, bir Karadenizli vatandaş kendisine iki kasa hamsi getirmişti de başbakanlığın kapısının önüne dökmüştü... Bu tür hediyeler müzenin ciddiyetine yakışmaz, hem de kokar.
Müzede aynı zamanda Demirel'in siyasi yaşamına dair belge ve bilgiler bulunacakmış.
Özlü sözleri birer pano şeklinde müzede yer almalıdır. Örneğin "dün dündü, bugün bugündür" gibi, "bu hükümet cumhuriyet hükümetidir" gibi, "benzin vardı da biz mi içtik" gibi, bizim kuşağın zihninde yer etmiş tarihi konuşmaları bu suretle gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.
Müzenin panolarında çeşitli dönemlerin gazete kupürleri de bulunmalı, örneğin darbelere karşı çıkmasıyla ünlü Demirel'in 28 Şubat Darbesi'ndeki yeri ve payı mutlaka gençlere öğretilmelidir.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmalarındaki payını hiç karıştırmayın, ayıp olur.
Müzenin girişinde bilet kesilip kesilmeyeceğini öğrenemedik. Bir Demirel Müzesi'nde Sayın Demirel'in bizzat bulunması, masrafların çıkarılmasına en iyi teminat olacaktır.
Kenan Paşa'yı da yanına oturtun, paraya para demezsiniz.