Bildiri yayınlamışlar. Bakalım ne demişler:
"CHP, Türkiye'de terörün sona erdirilerek toplumumuzun huzur ve güvenliğe kavuşturulması yolundaki mücadelesini yılmadan, kararlılıkla sürdürecektir."
Yok yahu?
Ne diyeceklerdi? "Terörün sona erdirilmesinden vazgeçtik, bırakın dağınık kalsın" mı diyeceklerdi?
Hani sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı gibi... Aptal, hantal ve ahlaksızını kim sever?
Neymiş o yılmadan sürdürülecek kararlı mücadele?
Belli değil. "Kürt sorununu onlar değil ben çözerim" diyorsun, nasıl çözeceğini kendin bile bilmiyorsun ki bize anlatasın.
CHP bugüne kadar terörle ne zaman, nasıl ve ne suretle mücadele etmiş?
Yok böyle bir şey.
Karar mevkiinde değilsin, tatbik mevkiinde değilsin, hangi mücadeleyi nasıl verirsin? Kararlı sürdürsen ne olacak, gevşek tutsan ne farkedecek?
Bu tür zırvalar yalnızca yaz sıcağında Ankara'da asma budayan "nöbetçi gazeteciler" nezdinde önem taşır. İstanbullu nöbetçi de alır yayınlar. Eh, Hülya Avşar'ın poposunun resmini çekip yayınlamaktan daha iyidir tabii, hiç olmazsa gazetecilik yapıyor gibi görünürsün.
Parti de birşeyler yapıyor gibi görünmek için meclisi toplantıya çağırır.
Hani şu önce boykot ettikleri, söktüremeyince kuzu kuzu yolunu tuttukları meclisi...
Bırak iktidarı, muhalefetteki "refikin" MHP bile yanaşmaz. Üstelik, gelmemek bir yana, böyle saçmalıklardan "vazgeçmeni" bile ister. Allah Allah, bu ne yaman toplantıymış ki, PKK'dan nefret eden milliyetçiler bile katılmıyorlar? PKK'yı mı yoksa seni mi ciddiye almıyorlar?
Meclisi toplamaya yetecek milletvekili sayısı sende yoktur...
Gider orada kendi kendine oturursun. Genel kurul toplantısı sağlayamayınca parti grubu toplantısı yaparsın. (Hani, Büyük Nutuk'u meclis genel kurulunda değil de parti grubunda okur gibi...)
Sonra da herkes tatil beldelerine, "parlamenterler sitesi" falan gibi yerlerdeki yazlık evlerine ya da "bürokrat kamplarına" dağılır... Kaldığı yerden denize döner.
Kararlılığın yılmadan sürmektedir ama. Maşallah desinler.
Belki "Pekeke" de, "eyvah, adamlar meclisi toplantıya çağırmışlar, işte şimdi ayvayı yedik" diye düşünür, CHP'den ödü patlar, kanlı eylemlerden vazgeçer...
Tut ki meclis toplandı, ne gibi bir gelişme kaydedilecek?
Vara yoğa gensoru vermek ve her seferinde reddedilmek gibi bu da bir tür "Ankara eğlencesi"...
İktidarı "köşeye sıkıştırdığını" falan da sanırsın belki... Üç beş amigo yazarından başka kimse ciddiye almaz (aslında onlar da almazlar.)
Senin bir "gölge kabinen" olacaktı yahu, elbette bunun bir de "gölge içişleri bakanı" bulunacaktı... Çıksın konuşsun bakalım, nasıl sürdürecekmiş mücadeleyi yılmadan ve de kararlılıkla?
Efendim? Gölge kabinen falan yok mu? "Pışşıık, kimi bakan yapacağımı şimdiden açıklayayım da gönlünde bakanlık yatan diğerleri bozulsunlar" mı diyorsun?
Bana değil, kendi basın soytarılarına söyle.