Postalcı gazetelerimizden biri, Kemalist esnafla Kemalist tüketiciyi buluşturuyor.
Bugüne kadar bu muhabbetin tellallığı "fikir mastürbasyonu" düzeyinde sürüp giderdi, şimdi artık gerçek anlamda "emtia alım-satımı" işine de girmişler.
Bu gazetenin reklamcı yazarlarından biri, hani Somali'ye gider gibi yapıp da Kenya'ya giden Kılıçdaroğlu'yla uçakta bir söyleşi yapmış, neleri sevip neleri sevmediğini sormuştu ya...
Kemal Bey de "Nuri İyem'in tablolarını çok sevdiğini" söylemişti hani... (Bu tablolarda ablak suratlı birtakım köylü kadınları resmedilir ve altmışlı yılların köylü modasına takılıp kalmış yarı-aydınların hissiyatı gıdıklanır. Hani şu evinin duvarlarını bakır bakraç, kilim ve makrameyle süsleyen takım...)
Sanatçıya haksızlık etmeyelim, bazı eserleri ünlü Fransız gerçekçi ressamı Millet havasındadır, kimileri de genellikle Gauguin'i hatırlatır.
Fakat Kılıçdaroğlu'nun parası çıkışmadığı için bunlardan alamıyormuş, hatırlayacaksınız.
Paraları havuzlu sitede villa alımına hasredeceksin, bu öğrenilince önce reddedeceksin, sonra da sıkışınca "benim haberim yok, hanım almış" diyeceksin, ama tablo almaya para bulamayacaksın, ayıp oluyor.
Neyse, artık bozum olmana gerek kalmadı.
Sözünü ettiğim gazetenin haberine göre, Nuri İyem Resim Fabrikası'nın günümüzdeki CEO'su Ümit İyem, emekçi halkımın temsilcilerinin babasının mallarını gönül rahatlığıyla tüketemez olmalarına üzülmüş.
Neticede bu domates değil ki Ahmet Necdet Sezer gibi elinde fileyle GİMA'nın kasasında kuyruğa giresin de iki kilo alasın...
Merhum Nuri İyem'in oğlu Ümit Bey, babasının mallarını, özellikle Kılıçdaroğlu gibi Kemalist bir müşteriye hem indirimli hem de taksitle verebileceğini açıklamış.
Üstelik elinde, depo fazlası, ehven fiyatlı bir miktar mal da varmış.
Hayır, ihraç fazlası değil. Bu ürünleri Batı'da kimse "yemeyeceği ve yutmayacağı" için ihracat yapılamıyor. Arap pazarı desek, onlar da resim sevmezler.
Yok, tövbe, merhum her zaman tablolarının fiyatlarını "çoğunluğun satın alabileceği şekilde" ucuz tutmuş ama maalesef piyasada değer kazanmış bu tablolar... Pis burjuvalar spekülasyon yapmışlar, tablo fiyatları beşe katlanmış... Fakat bugün bile, bazı galerilerde ve müzayedelerde "ehven fiyata" bulunabilenleri varmış:
10 bin liradan başlayıp 100 bin liranın üzerine kadar çıkabiliyormuş bunlar. Ama küçük bir portre ya da peyzaj 7 bin liraya bile alınabilirmiş.
(Rahmetli İyem sağ olsaydı, belki sonbaharda palamut akını gibi tablo sayısı arttıkça fiyatlar daha da düşebilirdi, ömrü elvermedi.)
Kemal Bey'in maaşı yedi bin liraya tablo almaya bile elvermediğine göre, kendisine bir "kıyak" yapmak şart olmuş.
Ümit Bey, Kılıçdaroğlu'na çok saygı duyarmış. (Evet, kendisine saygı duyan da varmış amigo gazeteciler haricinde.)
"Yardımcı oluruz, kolaylık gösteririz" diyor.
"İsterse taksit yaparız" demiş.
Fakat kredi kartı geçer mi, buna bir açıklık getirmemiş.
Kemal Bey bu kampanyayı kaçırmasın, vakitlice ve de ucuz ucuz birkaç Nuri İyem edinsin.
Reklam yazarı arkadaştan da bir ricamız var: Kılıçdaroğlu'nun en sevdiği yazarın da Yaşar Kemal olduğunu açıklamıştı ya... Sorsun bakalım Semiha bacıma, ellerinde depo artığı kitap varsa Kemal Bey'e kiloyla vermeyi düşünürler mi?
Kemal Bey'i kültürsüz bırakmasınlar, sonra acısını bütün muhalefet çeker.