Yeni İttihatçılar'ın eski İttihatçılar'dan önemli bir farkları var: Eskiler iktidara iyice yerleştikten sonra Ermeni öldürmeye koyuluyorlardı, bunlar iktidara gelebilmek için Ermeni öldürmeyi tasarlamışlar!
Vallahi şöyle bir baktım da listeye, başta Hrant Dink olmak üzere Etyen Mahçupyan, Sevan Nişanyan, Patrik Mesrob Mutafyan...
Hep gregoryen öldürecek değiller ya, "çeşit olsun" diye de katolik papazları, Peder Andrea Santoro, protestan yayıncılar falan herhalde...
Ortodoksların hatırı kalmasın diye de Patrik Bartholomeos. (Yahudi kontenjanını Üzeyir Garih'le doldurdular mı yahu?)
Böyle böyle, "ilk etapta" 19 kişi.
İkinci etapta kaç Müslüman yazar çizer var, bunlar hangileri, onu da "ferasetinize" bırakayım.
Kimi zaman vurup kaçmak gibi, kimi zaman da Malatya'da sergilendiği üzere cinayeti "bu işten zevk alan sadist psikopatlara işletip" kurbanları işkenceyle öldürmek gibi değişik yöntemleri var. (12 Eylül döneminde 450 kişinin işkencede can verdiğini biliyor muydunuz? Mesele "asmayalım da besleyelim mi" düzeyinden çıkmış, "acı çektirmeyelim de keyif yapmayalım mı" aşamasına ulaşmıştı...)
Adalet Ağaoğlu'na yumurta atan cahil piçkurusu da bunları öğrenecek.
Niçin öldürülecekmiş bu Ermeniler? Hrant Dink olayında olduğu gibi, "bizi almak istemeyen Avrupa Birliği yaptırmıştır" kıtırını utanmadan atabilmek için mi?
Hayır efendim, "İslamcılar yapıyorlar" dümenini tutturabilmek için.
Ki arkadan darbe gelebilsin, Ermeni vatandaşlar hain dincilerin elinden kurtarılmış olsun.
Fakat durduk yerde başlatılamaz bu cinayetler dizisi... Bir gerekçe lazım, bir yaratıcı kıvılcım...
O da elbette camiye bomba koymak.
Altmışlı yıllarda bir sürü budala köylüyü "komünistler camiye bomba attılar" diye gaza getirirlerdi, şimdi de bu...
Fatih, Eyüp, İsmailağa gibi yerlerde "fizibilite araştırması" bile yapmışlar.
Gayrımüslimler namaz kılanlara saldırıyorlar, onların da elleri armut toplamıyor, eh, bizim arslanlara da iktidara el koymaktan başka çare kalmıyor. Dirlik düzenlik, birlik beraberlik falan.
Bendeniz "mekâtib-i askeriyyeden" birinde, tercihan "erkân-ı harp mektebinde" hoca olsam, bu planı yapan çocuğa kırık not veririm.
Fakat işin sakatlığı asıl nereden belli:
Darbeciler yalnız aydınların anasını ağlatmayı düşünmüyorlarmış. (Yunanlı arkadaşlarından öğrendikleri üzere Yassıada ve İmralı bu işe hasredilmiş. Lig maçları sürdüğünden, adam toplamaya stadyum tahsisi uygun görülmemiş. Lumpen seyircinin asil galeyanından çekinmişler.)
Başta tam 16 amiral olmak üzere, birçok yüksek rütbeli subayı, hatta bazı ordu ve kuvvet komutanlarını da tutuklayıp içeri tıkmayı planlamışlar. (Bunlara "sağlık nedeniyle görevi bıraktılar" kılıfı uydurulacakmış.
Bazılarının ensesine tabanca dayayıp "kendi isteğiyle emekli olduğuna" dair dilekçe imzalatılacakmış.) Ama bu durumda "tek yumruk" numarasını, "emir ve komuta zinciri" palavrasını kimse yutmayacak. (Nitekim, belgeleri gizli depodan ortaya çıkaranlar da gene dürüst ve namuslu subaylarımız oldular!) O zaman da işleri zor, çünkü darbe, sabah erken kalkanın iktidara el koyduğu sıradan bir "muz cumhuriyeti serüvenini" hatırlatacak.
Ama iş asıl şundan dolayı zor:
Ankara'daki Amerikan diplomatları, başta büyükelçi, şu ünlü Wikileaks belgelerinden öğrendiğimize göre durumu "endişeyle" karşıladıklarını Washington'a rapor etmişler!
Kurmay olmuşsun ama, herhangi bir NATO ülkesinde Amerika'nın desteği, onayı, izni, en azından hoşgörüsü olmadan darbe yapılamayacağını öğrenememişsin!
İşte bunun için strateji ve taktik notlarını kırdım. Beden eğitimi dersinden geçebilirsin, o önemli değil.