Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

İsrail dünyayı da yakar

Arthur Koestler gençliğinde hızlı bir siyonistti... "İbranice çapraz bulmacayı" icat eden adam olduğunu da bilir misiniz?
(Ayrıcalıklı okurlarımız burada durup Koestler'i Google'a sorabilirler, yazıyı okumaya ondan sonra devam edebilirler. Bilgisayarı olmayan okurlarımız Koestler'in "büyük bir yazar olduğu" bilgisiyle yetinecekler, uzun uzun anlatamam, yenim dar değilse de yerim dar.)
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden Filistin'e gitmiş, İsrail devleti kurulmak üzere... Fikrini sormuşlar, "bize yol göster" demişler.
Koestler onlara iki şey söylemiş:
Bir: Latin alfabesini kabul edin. Yahudi olmayan hiçkimsenin okuyamadığı bir yazıyla kendinizi dünyadan tecrit etmeyin. Yabancılar da dilinizi kolaylıkla öğrenebilsinler. Bunun size çok yararı olacaktır.
İki: Sakın ama sakın bir "din devleti" kurmayın. Laik bir devlet kurun. İsrail'i Yahudi "milleti" değil de "dini" üzerine inşa ederseniz ileride başınız çok ağrır...
Hiç oralı olmamışlar, Koestler de İngiltere'ye dönmüş, bir daha da bu konuyla ilgilenmemiş.
Şimdi merak ediliyor, İsrail gerektiğinde "Amerika'yı bile takmayan" bu cüreti nereden buluyor? Çünkü bu mesele yalnızca "şımarmayla" açıklanacak kadar basit değil. "Sosyo-psikolojik" boyutları da, Yahudi milletinin "ortak bilinçaltı" da çok önemli.
Bu insanlar iki bin yıl boyunca itildiler kakıldılar, ezildiler, öldürüldüler, insan yerine bile konmadılar, köpek muamelesi gördüler. (Osmanlı hariç... Ama Osmanlı da onları "eşit" saymadı, yalnızca "hoşgörü" gösterdi.)
Ve tarihte misli görülmemiş, bilinçli, soğukkanlı, "metodik ve organize katliama" uğradılar. Altı milyon şehit verdiler, bunların birkaç milyonu da kadınlar ve çocuklardı.
Böyle bir geçmişten geliyorlar, böyle bir miras devraldılar, böyle bir "kompleksleri" var. Böyle bir buruklukları, böyle bir hınçları var.
Üstelik dinleri de, onları diğer bütün insanlardan ayıran, üstün gören, başkalarına karşı şiddeti "mubah" sayan, ne sayması hatta destekleyen, teşvik eden, ne teşviği, emreden bir din.
İsrail, iki bin yıl sonra yeniden kuruldu. Ayakta kalması ve din esaslarına göre "kutsal kitabında çizilmiş doğal sınırlarına" kadar yayılması için her şeyi, ama her şeyi yapmaya hazırdır.
Amerikan desteğini kullanır, gerekirse Amerika'yı da kandırır, kimseyi takmaz, katliam da yapar, sivilleri de öldürür, dünya savaşı da çıkarır, gezegeni de ateşe atar. Çünkü kendisine "böyle emredildiğine" inanır.
Bunun karşısına, "İsrail'le ortak bir barış aramak" yerine "onu haritadan silmeye azmetmiş" İslam dünyasını koyunuz... İsrail altmış iki yıldır sürekli savaş yaşıyor, savaşla yoğuruluyor, kültürünün de desteğiyle savaşı benimsedi, onu "doğal" sayıyor.
İsrail, "nasıl olsa yeni bir savaş çıkacak, İran atom bombası üretip bize saldırmadan önce biz erken davranalım" diye Tahran'ı vurur mu? Gerek duyduğu anda gözünü bile kırpmadan vurur. Kavgada yumruk saymaz, ölecek kadın ve çocukların çetelesini de tutmaz. Onları "yetmiş yıl önceki kendi kadın ve çocuk şehitlerinin" hesabına sayar...
Ve de unutmayınız, 2012 yılı da hızla yaklaşıyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA