Atatürk'ün "Atatürk olduğu dönemde" hiç yurt dışına çıkmamış olmasını tuhaf karşıladığımı anlatmak için ortaya attığım "Atatürk'ün pasaportu var mıydı?" sorusu, düşmanlarım tarafından çarpıtılmıştı... Uzmanlık alanı penis olan bir arkadaş "Atatürk'le dalga geçtiğimi" ileri sürecek kadar da sapıtmıştı.
Soruyu yanlış sormuşum. "Her vatandaşın pasaportu var mıydı?" diye sormalıydım.
Yoktu.
Çünkü İçişleri Bakanlığı, daha doğrusu emniyet müdürlükleri pasaportları "kafasına göre" dağıtırdı.
"Sakıncalı" bulunanlara pasaport verilmezdi.
Sakıncalılar zümresini de esas olarak "solcular" oluşturuyorlardı tabii.
Yurt dışına çıktıklarında "beynelmilel komünizm mahfillerinden" emir ve direktif alacakları varsayılıyordu! Ya da kaçacakları, bir daha dönmeyecekleri.
Komintern'in çoktan feshedilmiş olduğunu bilmiyorlardı, KGB'nin isterse istediği kişiye "burada" da ulaşabileceği akıllarına gelmiyordu.
"Daha iyi ya işte, onlardan kurtulmuş olursunuz" gırgırı da kimsenin aklına gelmiyordu.
Yurt dışında tedavi görmeye, sakıncalı bulunduğu için gidemeyip, buralarda erken ölen solcu sayısı yüksektir. En çok bilinen örneği de Ruhi Su tabii.
Şimdi hükümet, "gerici" dedikleri hükümet, hazırladığı ve muhalefetin onaylamayacağı bilinen anayasa değişikliği tasarısında, yurt dışına çıkışın ancak mahkeme kararıyla yasaklanabilmesini öngörüyor.
Yani, üç kuruş vergi borcu yüzünden de işadamının eli kolu bağlanmayacak. Zarara sokulmayacak. Yurt dışına çıkışı vergi dairesinin yani "yürütmenin" keyfine değil, mahkemenin yani "yargının" takdirine bırakılacak.
Hiç haberinin bile olmadığı saçmasapan bir pürüz yüzünden havaalanından kıçına baka baka evine dönmeyeceksin, bilete ve otele harcadığın para da piç olmayacak.
Fena mı?
Fena.
Çünkü bu öneriyi "AKP hükümeti" getiriyor!
"Tayyip ne yaparsa kötüdür"...
Kafa bu kafa.
Bir komünist arkadaşım vardı, Turgut Özal'a küfür edip duruyordu. "Özal sayesinde hayatınızda ilk kez pasaport alabildiniz, TKP de onun döneminde serbest kaldı, yöneticileri ülkeye onun sayesinde dönebildiler" dediğim zaman aval aval suratıma bakmıştı...
Tartışmasız herkes pasaport alabilmelidir. Parasını bastırmak şartıyla elbette.
Henüz askerliğini yapmamış gence de pasaport verilmeli, pasaport almak temel bir hak sayılmalıdır. "Bu suretle askerden kaçarsa", eh, ordumuz bir eksikle savaşır!
Hükümet, küfür ettikleri bu hükümet, harçlara zam yapmış ama pasaport almayı da son derece kolaylaştırmıştır. İkametgah belgesi sorulmuyor, "oturduğun yerin" emniyetine de başvurmak zorunda değilsin artık. "Memleketinden kayıt getirtmek" için bir ay kadar beklemek falan da kalmadı, "bugün sünnet, yarın deniz" gibi, bugün sabahtan başvuru, yarın öğleden sonra pasaport.
"Bize pasaport vermiyorlar" diye hep ağlamış solcuların bu gelişmelere "Tayyip yapıyor" diye karşı çıkmaları da, onların "ahmaklık beratı" olsun.
Yeni tasarıda "12 Eylül darbecilerinin yargılanabilmeleri" olanağı da var.
Bu ahmaklar ona da karşı çıkarlar!