İş edindim, izliyorum. Neler söyleyecek?
Hiçbir şey söylemiyor.
Hiçbir şey söylemediği için eleştirdiğimiz zaman da kötü kişi oluyoruz, bizi "partiyi daha doğmadan çelmelemekle" suçlayan ahmak da çıktı. "Korktuğumuzu" söyleyen ahmak da ayrı.
Mustafa Sarıgül ve bir türlü kuramadığı partisi TDH... Türkiye Değişim Hareketi...
Somut olarak bildiğimiz tek şey, Sarıgül'ün "Baykal iktidara gelmek istemiyor, ben istiyorum" sözü... Bunda da yerden göğe kadar haklı. Ama "istemenin" yeterli olup olmadığını seçim sandığında görecek.
Haaa, bir de "asıl CHP biziz" sözü tabii...
Sarıgül ve arkadaşlarının "Baykal'a kızıp CHP'den kopan B takımı" olmaktan öte bir siyasi kimlikleri yok. "Muhalif hizip" işte... CHP yönetimine gelemeyince oradan ayrılıp başka bir parti... kurdular diyecektim, kurmak üzereler. O kadar.
Sarıgül birçok siyasi yerleri "dolaşıp da gelmiş" bir adam. Yani, CHP'den kopuşu bir Ecevit'in "stratejik" ayrılmasına hiç benzemiyor. Ne yazık ki yalnızca "oportünizm" kokuyor. (Adamları duvarlara "Halkçı Sarıgül" yazmışlar da, karşılaştırmak oradan aklıma geldi.)
Sarıgül'ün bir "politikası" falan da yok.
Meydanlara toplanan insanlara "sizi seviyorum" diyor, o kadar.
Oysa aşk filmi çevirilmiyor o meydanda, politika yapılacak.
Anayasanın değişmesi gerektiğini, bunun "mutabakatla" olacağını herkes gibi o da söylüyor. İnançlara saygılı olduğunu herkes gibi o da söylüyor. Kıbrıs sorununu çözmek için görüşmelerde bulunacağını falan, o da söylüyor.
Herkesin söylediği "afaki" şeyleri tekrarlayınca, bir şey söylemiş gibi görünüyor!
O kadarını, berber dükkânında da yapıyorlar.
Sayın Sarıgül, gazetelerden okuduklarını, televizyondan duyduklarını tekrarlıyor.
Bu kadar.
"Solcu" falan mı bu adam? Hayır.
Neci peki? Belli değil.
Atatürkçü...
"Değişim" hareketi neyi değiştirecek? O da belli değil.
Bu şekilde ne Anayasa değişir, ne Kıbrıs sorunu, ne Kürt sorunu çözülür, ne de işsizlik gibi meseleler. Bunları çözmeye gereken "kumaş" Sarıgül'de yok. Sarıgül'ün "fıtratında" yok o çapta devlet adamlığı...
Birtakım hokkabazlar da, sırf "Sarıgül Meclis'e girerse belki AKP ile koalisyonu zorlar" diye umutla bekleşiyorlar. Son umutları bu.
Bakınız Mustafa Özyürek de "olur böyle şeyler, biz bunları çok yaşadık, ilk seçimde boyunun ölçüsünü alınca bize dönmek için uğraşır durur" demiş. Özyürek daha gerçekçi.
Ama o da "seçimden birinci parti olarak çıkmamızı bekliyorum" demez mi?
Bunların hangi birine gülelim yahu?