Hükümet, "Kürt açılımı" konusunda mecliste gizli oturum istedi. Belli ki çok çok önemli, "hayati" şeyler tartışılacak.
Devlet Bahçeli de, bu oturumda neler konuşulacağını maşallah önceden bildiği için, konuşulanları kamuoyuna açıklayacağını söyledi. Herhalde hükümet meclise "Türkiye'yi satalım, ya da bölelim" teklifiyle gelecek!
Meclisin gizli oturumlarında konuşulanlar devlet sırrıdır. O kadar ki, getir-götür işlerine bakan görevliler bile özel olarak atanmış sağır ve dilsizlerden seçilir, "dışarıda" kimseye anlatamasınlar diye.
On yıl süreyle açıklamak suçtur bunları. Cezası, bir maddeye göre üç yıldan beş yıla kadar, başka bir maddeye göre beş yıldan on yıla kadar çok ciddi bir hapis cezasıdır.
Böyle bir şey yaparsa, Bahçeli hakkında fezleke düzenlenir, dokunulmazlığı kaldırılırsa da kendini "içeride" bulur... Belki de "Silivrili" arkadaşları onu özlemişlerdir.
Ama ceza da alsa, bu, "milletvekilliği sona erince" uygulanacaktır. Bahçeli de herhalde Deniz Baykal'ın "ömür boyu ana muhalefet liderliğini garantilemesi" gibi ömrü boyunca parlamentodan uzak kalmayacağını bilmenin rahatlığıyla atıp tutmaktadır...
Her hal-ü kârda, yaptığı siyasi bir terbiyesizliktir.
Gizli oturum, çocuk oyuncağı değildir. Atatürk tarafından da birçok kere uygulanmıştır, Hiçbir muhalifi, hiçbir düşmanı bu tehdidi savurmamıştır ama.
Gizli oturumu muhalefet isteseydi de başbakan "açıklarım haa" deseydi, aynı deyimi başbakan için de hiç çekinmeden kullanırdım, onu da biliniz.
Bahçeli'nin "dağa çıkmak" önerisi de ciddi bir suçtur. İç savaş mı başlatacaklardır dağa çıkıp?
Gerekirse Türk ordusuyla da mı çatışacaklardır?
Sayın Bahçeli, ismiyle müsemma bir "devlet adamı" değil.
Yalnızca bir politikacı.
Tıpkı merhum Ecevit'in de devlet adamı olmayıp yalnızca bir politikacı, hem de başarısız ve kötü bir politikacı olduğu gibi...
Bahçeli, ucuz ve basit bir "kasaba politikası" izliyor.
Bu politikanın ana hatları, laf yetiştirmek, dayılanmak, slogan atmaktan ibarettir.
Bahçeli'nin (ne de Baykal'ın tabii) ola ki iktidara gelirse ne yapacağını, ne uygulayacağını, neyi nasıl yöneteceğini, neyi değiştireceğini bilen yok!
Onun için de, ancak "kendi kitlesine" şirin görünebiliyor ve aldığı oy da yüzde 10 ile yüzde 15 arasında dolanıp duruyor.
En büyük umudu olsa olsa bir "CHP-MHP koalisyonu" olabilir ki, o bile çok zor. Kaldı ki, Sayın Bahçeli'nin bir koalisyonda neler yapabildiği, daha doğrusu neler yapamadığı daha önce denendi ve halk tarafından görüldü.
Bir CHP-MHP koalisyonu... Aslında birbirlerine yakışırlar da ha!
Çünkü biri İttihat ve Terakki Fırkası'nın A takımının mirasçısıdır, öteki İttihat ve Terakki Fırkası'nın B takımının mirasçısı.