Evet, biri desin ki "Erzurum çarşı pazar, içinde bir kız gezer"...
Ötekiler desinler ki "Ambela para para, yesim siradzin çara"...
Biri bıraksa öteki alsa... Bir dörtlük Türkçe, bir dörtlük Ermenice...
Farklı şeyler söylüyor gibi görünseler ama aynı türküyü söyledikleri kabak gibi ortaya çıksa!
Biri bizim Hadise, ötekiler İnga ve Anuş...
Hadise hanım kızımız hükümete ve Futbol Federasyonu'na başvurmuş, 14 Ekim'de oynanacak Türkiye-Ermenistan maçından önce stadyumun ortasında küçük bir konser vermek istiyor, yanına da Ermenistan'ın Eurovision temsilcileri İnga ve Anuş hemşireleri.
Ne güzel olur... İnga ve Anuş gelirlerse tabii... "Kendi kamuoylarından" korkmadan...
Üçü de öyle "aman aman" sanatçılar değil, ama mesele de bu değil.
Dünyaya verilecek görüntü önemli.
Barıştığımızı, en azından barışmak istediğimizi göstersek ele güne...
Ben de eski arkadaşlarım Nuran, Aram ve Onnik'i bulsam, oturup hem maçı seyretsek, Gül ile Sarkisyan gibi, hem de kafaları çeksek...
Onlara desem ki "ulan ayılar, Avrupai geçinirsiniz, bak, sizin kızlar umacı gibi çıkmışlar, Hadise teleme peyniri maşallah, her bir yanı da açıkta!"
Onlar da bana deseler ki "ulan hamşo, biz buraya Erivan'dan gelmedik, senin gibi biz de İstanbullu'yuz, Hadise bizim de kızımız!"
Aynı imparatorluğun, aynı toprakların çocukları olduğumuzu tokat gibi yüzüme vursalar...
Birbirimizi yemeden yanyana yaşadığımız eski günleri hatırlatsalar... Aram kafayı bulup hep yaptığı gibi "imparatorluğu yeniden kuramaz mıyız abi" diye saçmalasa...
Benim de, anamın en yakın dostu Peruz Teyze'yi düşünüp gözlerim dolsa... Yaramazlık ettiğim için beni azarlayan Peruz Teyze'yi... Dedem öldüğü gün "şimdi sizin paranız da yoktur, ağzınızı açıp söylemezsiniz de, alın şunu, ileride nasıl olsa ödersiniz" demiş olan tek kişiyi.
Ve de onun kocası Haluk Amca'yı...
Peruz Teyze Kanada'ya yerleşmek zorunda bırakıldı, orada öldü. Yatağında tabii.
Ama binlerce kişi de dağ başlarında, kuru dere yataklarında, çöl yollarında.
Gencecik kızlar, ırzlarına geçilip kesilmekten kurtulmak için kendilerini uçuruma atıyor, "Asvas, biz ne yaptık, ne günah işledik?" diye haykırıyorlardı...
Ermeni köylülerini "mallarından mülklerinden ve paralarından kurtarmak" isteyen Türk ve Kürt köylüleri basıyorlardı mermiyi...
İmparatorluktan kurtulmak isteyen ve "Ruslar gelecek" diye bekleyen Ermeni çetecileri de Türk köylülerine basıyorlardı mermiyi.
Kardeşi kardeşe kırdıranın Allah bin belasını versin.
İttihat ve Terakki, sözüm sanadır. Kendi kendini feshedip ister Teceddüd Fırkası'na ister başka herhangi bir şeye dönüşmüş olsan da... "Bütün halklara hürriyet ve refah getireceğim" diye gelmiştin, yoksulluktan, acıdan, ölümden ve yıkımdan başka bir şey getirmedin. Senin yediğin hurmalar bugün bizi tırmalar.
Şu Hadise ile Anuş maçtan önce sarılıp öpüşseler de bizim de artık yüzümüz gülse...