Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Kılıçdaroğlu bir ananın kuzusu

Kılıçdaroğlu "kurt gibi" bekliyormuş... Deniz Baykal öyle diyor. Belediye seçimlerinden önce de "Allah kimseyi Kemal Bey'in eline düşürmesin" demişti, duası kabul olundu, İstanbullu kurtuldu.
Neden mi kurtuldu? Büyük fiyaskolardan, büyük hayal kırıklıklarından, büyük beceriksizliklerden, belki de büyük skandallardan...
Kılıçdaroğlu, şimdi bir kurt gibi, hükümetin değişmesini, Erdoğan'ın başbakanlıktan "düşmesini" bekliyormuş. Elinde yolsuzluk dosyaları varmış, Deniz Baykal başbakan olunca kendisi de o dosyaları açacak, Erdoğan'ı Yüce Divan'a çıkaracak, içeri tıktıracakmış.
"Mustafa ağabeyi" maliye bakanlığını ona kolay kolay kaptırmayacağına göre, ancak bunu bekliyor.
Biz de "çalışma bakanlığı" falan beklemesini isterdik, uzmanlık alanı SSK olduğuna göre... Tövbe, artık SGK mı diyorlar?
Hani bu adamlar "solcu" falan ya, koltuğunun altında birtakım dosyalar olacaktı, sosyal güvenlik sistemini düzeltecek, emekliyi, işçiyi rahatlatacak, onları artık ezdirmeyecek, onların haklarını düzenleyecek "projeler" falan... Öyle bir hava estirecekti ki "garibanın" umudu olacaktı...
Böyle bir şey yok. Belediyeciliğin b'siyle uzaktan yakından ilgisi olmadığından, altı ay önce İstanbul'a yönelik bir hazırlığı da yoktu. Basının baskısıyla aday gösterilince kendisi de şaşırmıştı.
"Her kadına ayda iki yüz lira vereceğim" gibi, en yeteneksiz solcunun bile gülüp geçeceği birtakım balonlar dışında... Belki de altı yüz liradır, tam hatırlamıyorum.
Bereket yenildi de, kendisi de kurtuldu, İstanbul da kurtuldu.
Başka birisi de süt dağıtıp gecekondu halkını sabahları otobüslere beleşe bindirmişti, solculuk niyetine... Burnunun dibinde profesyonel hırsızlar milyarları götürüp bu paranın bir kısmıyla da partiyi beslerken... Sonra neler olduğunu hatırlarsınız.
Bekliyorlar... Elli dokuz yıldır bekliyorlar. "Cahil halkın uyanıp yeniden onlara teveccüh etmesini" bekliyorlar. Göbeğini kaşıyan ayıların artık göbeklerini kapatmalarını bekliyorlar.
Onur Öymen ne gibi bekliyor acaba? Önder Sav ne gibi bekliyor? Cevdet Selvi ne gibi bekliyor? Arslan gibi mi, kaplan gibi mi? Deniz Baykal ne gibi bekliyor, ev kedisi gibi mi?
Bu adamların, çıkmaz ayın son çarşambasında hükümet kurduklarında "ne yapacaklarını" bilen var mı?
Yok, çünkü bu adamların söyledikleri de söyleyebilecekleri de hemen hiçbir şey yok.
"İntikam" dışında bir dürtüleri de yok.
Asıl görevleri, reformlara taş koymak. Bürokrasinin yılmaz kale bekçiliğini yapmak. Değişime direnmek, "statükoyu" savunmak. İkide bir Anayasa Mahkemesi'ne gidip yeni kanunları da, icraatı da engellemek.
Ayrıcalıkları kaptırmamak.
Bir de, İnönü'nün 1960 yılında yaptığı gibi "darbenin ne içindeyiz ne de dışındayız" numarasıyla, "istemem yan cebime koy" politikasıyla "gelecek güzel günleri" beklemek tabii!
İşleri, olumsuzluk.
Varlıkları "negatif"...
Tek müstakbel icraat planları, "devr-i sabık" yaratmak... (Gerici olduğum için Osmanlıca konuştum!) Sayın Kılıçdaroğlu'nun, bir kurt gibi, "çalışan insanın derdine deva olacağı" günleri beklemesini dilerdik...
Ama "Gandhi Kemal" intikam bekliyor. Lord Mountbatten'in Hindistan'tan ayrılmasını bekliyor.
Vallahi Aydın Doğan da bekliyor, Zafer Mutlu da bekliyor... Bekleyen de çok, beklenti de. Aydın Doğan sanırım biraz "istirahat" ederek bekleyecek.
Tilki de karganın gagasındaki peyniri düşürmesini bekler ya...
Beklesinler. Beklemekle otobüs durağı aşınmaz. Bu da "eski ortakları" Demirel'den kinaye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA