Efendim bizim gençliğimizde, kültür, sanat ve de edebiyat dünyasında iki büyük "tekke" vardı... "Tahirîler" tekkesiyle, "Eyyubîler" tekkesi...
Biri Kemal Tahir'e yakın olanlar için kullanılırdı bu gırgır deyimlerin, öteki de Sabahattin Eyüboğlu taraftarları için.
Bendeniz ilkinden olduğum için ara sıra Hilmi Yavuz üstadımızla nargile içer ve de enfiye çekerdim, Çorlulu Ali Paşa Medresesi'nde... (Vay, cumhuriyet düşmanları!)
Bir de rakip takım vardı... "Mavi yolculuk" takımı... CHP aydınları, İsmetçiler, enstitücüler, Ankara çocukları, eski Yunan-Roma hayranları, alafranga takılanlar.
Şöyle rivayet ve de hikâyet ederlerdi ki, Eyüboğlu ve tayfası (Azra Erhat falan), tekneyle mavi yolculuğa çıkmadan önce, girecekleri koylarda ve uğrayacakları köylerde "yerlilere" dağıtmak üzere yanlarına incik boncuk alırlarmış!...
Yerlilerden, yani Muğla köylüsünden "Ugh... Ben Tarzan, sen Azra..." gibi bir tepki mi bekliyorlardı acaba?
Bunlar CHP'nin iktidardan düşmüş olmasına samimi olarak üzülen (çünkü kırklı yıllarda Ankara'da yaşadıkları saltanat bitmişti), memlekette bir karşıdevrim yaşandığına samimi olarak inanan tiplerdi.
Solla molla ilgileri yoktu ama solcu olarak görülmek hoşlarına giderdi.
Fakat 12 Mart döneminde "içeri alınınca" şaşırdılar. Kahroldular. Yaptıkları şu savunmayı hiç unutmam: "Solcular bizimle 'mitolojik Marksistler' diye alay ederler, biz solcu molcu değiliz, bizi bırakın!"
Gene rivayet ve de hikâyet ederler ki, rahmetli Sabahattin bunları teknenin güvertesinde toplar, bağırtırmış:
"Söyleyin bakalım, Hektor'dan yana mısınız, Ahilleus'tan yana mı?"
"Hektor'dan!"
(Gençler için tercüme edeyim: Eric Bana'yı mı tutuyorsunuz, Brad Pitt'i mi? Bana sormayın, erkekten anlamam. Ben Diane Kruger'e kesiğim. Hem akça pakça, hem sarışın, hem yeşil gözlü, Seda Sayan gibi kadın. İşin en iyi yanı, bizim hanım da öyledir!)
Ahilleus Yunan emperyalizminin temsilcisi, Hektor da Troyalı, yani Anadolulu ya, Atatürk oluyormuş.
Yaşar Kemal'e de "Homerosoğlu" derlerdi, hem Homeros gibi görme özürlü, hem de Allah için şiir gibi yazıyor adam...
Bu kadar saf ve temiz, "naif" insanlardı Eyyubîler, kültür hayatımızdan sevimli birer şaka gibi geçip gittiler...
Şimdi ruhları şad olacak: Çanakkale'ye bir Hektor heykeli dikilecekmiş!
İyi. Yunan hükümeti de karşı kıyıya bir Ahilleus heykeli diker, sidik yarışına girer, durduk yerde gene papaz oluruz.
Fakat bizimki "Mehmetçiğe" benzeyecekmiş.
Bunda şaşılacak bir şey yok, bütün dünya Türk olduğuna göre, Eti Türkleri, Sümer Türkleri gibi, bunlar da Troya Türkleri. Çünkü biz tarihten önce de vardık, tarihten sonra da varız. Bizim güneşlerimizle dünya ufku ağardı, biz olmasak tarihe yazılacak ne vardı?
Fakat bir hatırlatma yapayım: İlyada destanını okumuş olmaya gerek yok, on lira denkleştirip sinemaya giden her kopilin bileceği gibi, Ahilleus Hektor'u öldürmüş, savaşı da eski Yunanlılar kazanmıştı!
Ben olsam Hektor heykelini Eric Bana'ya benzetirim, bari turistik olsun... Beygir heykelini de filmcilerden almadık mı?
Ama herif "Münih" filminde de Mossad tetikçisi Avner'i oynamıştı yahu, tüh... Hiç uymadı.