Bizim dilimizde masanın kukusu, pencerenin pipisi yoktur. Kapıda rahim, iskemlede prostat bulunmaz. Ağaç etek giymez, çiçek sakal tıraşı olmaz.
Bizim dilimizde kelimeler erkek ve dişi olarak ayrılmazlar.
Bizim dilimizde "evli kadın, bekâr kız" ayırımı da yoktur. İkisine de "hanım" denir, erkeğe de "bey" ... Cumhuriyet Halk Partisi, otuzlu yıllarda, batılılık özentisiyle bunları "bay" ve "bayan" yapmış, ama bu halk arasında ve konuşma dilinde "tutmamıştır", mektupların adres bölümünde kalmıştır, artık orada bile kullanılmıyor.
Daha sonra bu partinin kendini solcu sanan kesimi ortaya kadın için de erkek için de ortak olan "sayın" lafını atmış, bu tutmuştur... Mesele de kalmamıştır. Fakat Ankaraİstanbul çekişmesi burada da kendini gösterir, insanlar Esenboğa'dan uçağa binene kadar sayın kalırlar, Yeşilköy'e iner inmez hanıma ya da beye dönüşürler.
Hint-Avrupa dilleri böyle olmadığı için Batı'da ciddi sorunlar çıkmaktadır. Tarih boyunca kimsenin aldırmadığı bu ayırım, birdenbire insanlara batmaya başlamış, günümüzde ciddi bir tartışma yaratmıştır.
Feministler uzun süre bir kadının evli olup olmadığını gösteren "Miss" ile "Mrs" (tam açılımı "Mistress" ) ayırımına tepki gösterdiler, "ortasını" bulup evliye de bekâra da "Ms" dediler (okunuşu "miz" )...
Önce Amerika'da, sonra Büyük Britanya'da, yani Anglo-Amerikan kültüründe kendine yer edinen bu çözüme şimdi diğer Avrupa Birliği üyeleri de yöneliyorlar... Bu da bir çeşit özenti.
Avrupa Parlamentosu, "madame" ile "mademoiselle", "frau" ile "fraulein", "signora" ile "signorina", "senora" ile "senorita" arasındaki ayırımı yasaklamış! Fakat yerine ne koyacaklar?
"M", ya da "F", ya da "S" deyip geçecekler mi acaba?
Yazıda kolay, konuşurken ne diyecekler?
Çünkü o kelimeler henüz icat edilmediler!
Sonra benim gibi bir zıpır çıkacak, bu sefer "masa niçin dişi de erkek değil" sorusunu ortaya atacak. Ayırımcılığa karşı çıkmak için her ismi "nötr" yapalım denecek ve "dil devrimi" mi başlatılacak?
Aman buna kalkışmasınlar... Biz denedik, yüzümüze gözümüze bulaştırdık!
Toplumda tepki yaratıyor, alay konusu oluyor...
Bunların örnek alabilecekleri Çağatayca gibi bir lehçe de yok ki o kaynağa yönelsinler...
Latince'yi temel alsalar, Germen ülkeleri şarlayacak...
Ne yapsınlar, Sanskritçe'ye mi dönsünler?
Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri, bu alandaki derin deneyiminizi konuşturup kuzum şunlara bir akıl veriniz!