İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Kudüs'te bir süredir devam ettiği yasadışı inşaatlarına son vermeyeceğini açıklaması ve üstüne yeni bin adet konut inşa edeceğini deklare etmesi Washington yönetiminin oldukça tepkisini çekti.
Önce İsrail Savunma Bakanı Moshe Ya'alon'un geçen hafta Washington'a yaptığı 5 günlük ziyaret sırasında randevu krizi yaşandı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'i "Filistin'i fazla tutmakla" eleştiren Ya'alon'un görüşme talebine ne Dışişleri Bakanlığı ne de Beyaz Saray olumlu yanıt vermedi. Ya'alon Savunma Bakanı Hagel ve BM Daimi Temsilcisi Samantha Power ile görüşebildi.
Krizin boyutları ise tırmanmaya devam ediyor. Netanyahu'nun Başkan Obama göreve geldiği günden bu yana uyguladığı sinir bozucu politikalar nedeniyle ABD ile ciddi problemler yaşadığı biliniyor. Fakat 8 yılın ardından ABD tarafında sabırlar taşmış durumda.
Öyle ki Atlantic dergisinin diplomasi muhabiri Jeffrey Goldberg'e konuşan "kıdemli" bir Obama yetkilisi Netanyahu'yu "tavuk boku" olarak andı. (Eğer bir haberde "kıdemli" yetkili ifadesini görüyorsanız bu o kişinin ya Beyaz Saray'da ya da Dışişleri Bakanlığı'nda üst düzey bir görevde olduğunu gösteriyor.)
Bu tavuk boku ifadesi, ki aslında daha çok zavallı, erkeklikten yoksun manasında kullanılıyor, çok tartışma yaratacağa benziyor çünkü Goldberg aynı kavramı başka yetkililere de sorduğunu ve onlardan da benzer tepkiler aldığını söylüyor. (Bir yetkili Netanyahu'nun İran'la nükleer müzakereler konusunda "korkak" olduğunu anlatmış) Goldberg bugüne kadar Amerikalı yetkililer tarafından Netanyahu için kullanılan adlandırmalar arasında, "miyop, kalın kafalı, tehditkâr, afralı tafralı" gibi ifadelerin de bulunduğunu yazdı. Fakat Obama ve Netanyahu arasındaki ilişkiyi öteden beri takip edenler için bu tür detaylar pek şaşırtıcı değil.
Obama'nın gönlü Araplardan yana
Ne söylersek söyleyelim Obama'nın Filistin-İsrail sorununda gönlü Araplardan yana. ABD'nin sol, aktivist kesiminden gelen Obama'nın göreve geldiği ilk yıllarda Netanyahu'ya vermeye çalıştığı ders, (ki daha sonra Netanyahu ara seçimlerde Demokratlara olan desteğin düştüğünü görerek İsrail lobisi aracılığıyla bunu Obama'ya geri ödetti) başkanın bu olaya nasıl baktığını kanıtlıyor.
2010 yılı bu açıdan Türkiye'de pek bilinmese ve konuşulmasa da ABD Başkanı Barack Obama ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu açısından kritik bir öneme sahip bir tarihe işaret ediyor. Önce Mart'ta ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Tel Aviv'e yaptığı bir ziyaret sırasında, İsrail'in Doğu Kudüs'te Obama tarafından yasadışı olarak değerlendirilen yeni yerleşim yerlerine izin vereceğini açıklaması iki ülke arasında soğuk duş etkisi yaratmıştı. Bilindiği gibi 2009'da Obama Kahire'de yaptığı konuşmada 1967 yılı sınırlarına dayalı bir Filistin devletini savunmuş ve yasadışı yerleşim yerlerine şiddetle karşı olduğunu açıklamıştı. ABD Başkanı Obama bu yüzden sağ kolunun ülkede bulunduğu sırada İsrail'in yeni yerleşimler kararını almasını doğrudan kendi otoritesine yapılmış bir meydan okuma olarak algıladı.
Aynı ayda Netanyahu'nun Washington'a yaptığı resmi ziyaret sırasında ABD Başkanı Obama oldukça sert bir tavır takınarak adeta rövanşı aldı. Obama iki kez Netanyahu'yu Oval Ofis'te yalnız bırakarak ailesiyle yemeğe çıktı. İkili basına hiçbir ortak fotoğraf vermedi. Uzmanlar 2010 Mart ayını bu açıdan iki ülke arasında uzun yıllardır görülmemiş bir şekilde ikili ilişkilerin dramatik bir şekilde zarar gördüğü tarih olarak anıyorlar.
Tabi oy ve para ihtiyacı nedeniyle Obama bunu birkaç ay sonra telafi etti. Netanyahu ile sıcak pozlar verdi. Netanyahu'nun Obama ile görüşmelerinde Beyaz Saray protokollerine aykırı olmasına rağmen sık sık Başkan'ın sözünü kestiği ve ders verir bir ifadeyle konuştuğu biliniyor. Amerikan basınına konuşan yetkililerden özellikle bu durumun Beyaz Saray kadrosunda büyük bir tepki yarattığı görülüyor.
Ve ilişkiler gergin olsa da 2014 yazına kadar iyi kötü gitti.
Yazın İsrail'in Gazze'ye gerçekleştirdiği saldırı ise bardağı taşırdı.
Netanyahu'nun bu yaz yaşanan Gazze saldırıları sırasında Birleşmiş Milletler okullarına saldırması ve çok sayıda sivilin öldürülmesine neden olması üzerine Obama yönetimi, İsrail'e ABD Savunma Bakanlığı tarafından sağlanan Hellfire füzeleri ve cephanelik ikmalini tantanalı bir şekilde durdurmuştu. Başkan Obama bundan böyle İsrail'e yapılan her türlü füze satışının da önceki yılların tersine kendisine ve dışişleri bakanına danışılmadan yapılmasını engelleme kararı almıştı.
İki yönetim arasındaki gergin ilişkiler 13 Ağustos'ta gerçekleşen Obama-Netanyahu telefon görüşmesinde daha sıkıntılı bir hal aldı. Obama'nın Netanyahu'ya epey baskı yaptığı belirtilen görüşmenin sahte transkriptinin Netanyahu yönetimi tarafından İsrail basınına sızdırılması İsrail'de "ABD'yi kaybediyoruz" tartışmalarının fitilini ateşlemişti.
Tüm bunlara baktığımızda Obama ve Netanyahu'nun birbirine olan güvenlerini yeniden kazanmasını beklemek pek mümkün değil gibi. Daha da önemlisi Obama görev süresini tamamlayana kadar Türkiye'ye İsrail'le arasını düzeltmesi için baskı yapacak bir ABD Başkanı piyasada olmayacak.
Obama, Türkiye'ye "İsrail'le ilişkileri düzelt" derken kendisi Netanyahu ile kriz yaşıyor...
ragip.soylu@sabah.com.tr
@ragipsoylu