İlk okuyuşta inanılmaz gelen bu önerme gazeteciliğin beşiği İngiltere'de gerçek oldu. Dünya'nın bedava dağıtılan ilk "kaliteli" gazetesi şiarıyla piyasaya yeniden giren 181 yıllık çınar London Evening Standard, 3 yıl sonra kâra geçti. Bedava dağıtılmadan önce günlük satış tutarı 130 bin civarında olan gazete yıllık 30 milyon pound (yaklaşık 90 milyon TL) zarar ediyordu. Evening Standard, Eylül 2012'de 1 milyon pound (yaklaşık 3 milyon TL) kâr ettiğini açıkladı.
Peki bu nasıl oldu?
Her şey Rus oligark Alexander Lebedev'in London Evening Standard'ı bugün hala bilinmeyen bir tutara 2009 yılında satın almasıyla başladı. Başarı tutkunu Lebedev oğlu Evgeny Lebedev'i medya şirketinin başına geçirdi. Oğul Lebedev'in ilk işi gazete için yeni bir genel yayın yönetmeni seçmek oldu: Geordie Greig. Yeni yayın yönetmeni her tecrübeli gazeteciden beklenen, fakat bizim Türkiye'de pek rastlamadığımız bir adım attı: Gazete imajıyla ilgili bir saha çalışması yaptırdı ve gazetenin Londralılar arasında kötü bir ünü olduğunu gördü. Kamuoyu araştırması sonrası büyük bir özür kampanyası başlatıldı. Başlık, "Sizinle bağlantıyı kaybettiğimiz için özür dileriz"di. Bu reklam panoları Londra'nın belirli başlı merkezlerine, otobüslere, trenlere ve deyim yerindeyse görülebilecek her yere kondu.
Greig'in stratejisi hazırdı. Önce gazetelerin Londra metrosu ve demiryollarında belirli merkezlerde dağıtılabilmesi için bir anlaşma imzalandı. Daha sonra yeni bir sayfa tasarımı yapıldı. Gazete, kademeli olarak 10 Ekim 2009'dan itibaren bedava dağıtılmaya başlandı. Kasım ayı sonunda tiraj 600 bine ulaştı. 1 yıl sonra zarar 16.9 milyon pound'a (50 milyon TL)'ye düştü.
Greig'in satışları artırmak için ikinci kararı gazetenin en geç öğleden sonra 2'de basıma verilmesi ve iş çıkış saatinde toplu taşımada adeta paket olan Londralılara ulaştırılmasıydı. Bu öyle büyük bir başarıyla uygulandı ki, bugün akşam saatlerinde bu gazeteyi okumayan kimse yok.
Greig'in üçüncü adımı ise Evening Standard'ı Londra'daki fakirlik ve cehaletle savaş için bir araç haline getirmesi oldu. Önce başkentteki fakirlikle mücadele için 1 milyon pound'luk bir hedefin bulunduğu bir kampanya başlatıldı. Kampanya kısa sürede ünlülerin ilgi odağı oldu. Ardından okuma yazma oranlarının düşük olduğu bölgelerde kitap bağışlama ve kitap okuma etkinliklerinin düzenleneceği bir kampanya daha başlatıldı. Başarı inanılmazdı. Londra Belediye Başkanı Boris Johnson bile kişisel olarak kampanyaya 500 bin pound katkıda bulundu. Londralılar gazeteyi artık sadece bir haber kaynağı olarak değil, vatandaşlık bilinciyle hemşehrilerine yardım etmek için kullandıkları bir araç olarak görüyor. Yani gazete onlar için aileden biri... Eylül 2011'de zarar sadece 6 milyon pound'a düştü. (18 milyon TL) Daha sonra başta da belirttiğimiz gibi ilk kâr haberi geldi.
Başarının asıl sırrı ne?