Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu Cerablus'u DEAŞ'tan temizledikten sonra ilerlemeye devam ediyor. Ancak Suriye'de durum çok karmaşık. Dengeler her an değişebiliyor, alınan yerler yeniden el değiştirebiliyor. Dünyanın bütün güçlü aktörleri orada ve çok büyük ve kirli bir savaş zavallı Suriyeliler üzerinden görülmeye çalışılıyor.
Öncelikle insani olarak neler olduğuna bakmak için ailesi halen Cerablus'ta olan eski Suriye Türkmen Cephesi Başkanı Abdurrahman Mustafa'ya oradaki hayatı sordum. 'DEAŞ ne yapıyor, oradaki hayatlar nasıl etkilendi' diye sorunca kan donduran şu sözleri söyledi: 'DEAŞ bir yere girince önce oradakileri topluyor, aralarından 5-6 kişiyi seçiyor ve herkesin gözünün önünde kafalarını kesiyor. Böylece insanları korkutup, sindiriyor. Sonra da kurallarını açıklıyor. Kadınlar nasıl örtünecek, hayat nasıl akacak… Bu kurallara uyarak yaşayınca sana dokunmuyor.'
Her şeyin yasak olduğu, kahve hanelerin kapandığı, ölümün kol gezdiği bir hayalet şehirde boyun eğerek sözüm ona yaşamana izin veren bir terör örgütü…
'Peki ya PYD' dedim Abdurrahman Mustafa'ya. 'PYD en az DEAŞ kadar tehlikeli. Bunlar siyam ikizi gibi. PYD doğudan biz Türkmenleri tamamen kazıdı. Etnik temizlik yaparak ilerliyor, daha doğrusu sadece kendi ideolojisini kabul eden Kürtler'i yerleştiriyor ele geçirdiği yerlere. Bizleri sürgüne zorluyor. Bazı yerlerde de koalisyon güçlerine koordinat veriyor, yalan ihbar yapıyor, koalisyon güçleri havadan bombalıyor, o bölgedekiler ölüyor ve böylece demografik yapıyı değiştiriyor. '
Esasen iki şer arasında kalmış, darmadağın olmuş binlerce hayattan bahsediyoruz Suriye haritası üzerinden gelişmeleri anlatırken. O hayatlar TSK'nın desteğiyle ÖSO'nun bölgeyi kurtarmasına 'yeniden doğmak' diye bakıyor. Başımızdaki onca bela bizi vurmaya devam ederken oradaki operasyonun başarıyla devam etmesi o nedenle çok kıymetli…
Öte yandan Suriye iç savaşından bu yana Türkiye sınır güvenliği konusunda mütemadiyen uyarılarda bulundu. Tampon bölge ya da güvenli bölge oluşturulmasını talep etti ancak ABD bu teklife hiçbir zaman yanaşmadı. Şimdi Cerablus operasyonunun bir sonucu da orada bir tampon bölge oluşturmak olarak ortaya çıkıyor. Hem sınır güvenliği sağlanacak hem de IŞİD ve PYD'den temizlenmiş bir bölge olarak bölgede bir nefes imkanı sağlayacak.
Ancak mesele Cerablus'u temizlemekle tabii ki bitmiyor. Menbiç'te ne olacağı, YPG ile çatışma yaşanıp yaşanmayacağı, Türkiye'nin Suriye'nin ne kadarındaki operasyonlarda etkili olacağı önümüzdeki günlerde belli olacak. Şunu unutmamak lazım: Buradaki ana hedef sınır güvenliğini sağlamak, PYD'nin bizim sınırıa koşut bir hat oluşturmasını engellemek ve Türkiye'ye yönelik DAEŞ saldırılarını önlemek. Yani amaç Suriye'deki DAEŞ'i kazımak değil. Bunun için sahadaki aktörler ve koalisyon güçleri savaşıyor, zaten Türkiye bu kadar büyük bir ateş topuna girmez.
Öte yandan Cerablus operasyonu sonrası önemli hale gelen bir yer var: el Bab. YPG'nin kantonlarını birleştirebilmesi için el Bab çok kritik, o nedenle hem YPG hem de bu planı bozmak isteyen ÖSO el Bab'a göz dikmiş durumda. Kuzey Suriye'de TSK desteği ile ciddi bir başarı elde edip Cerablus'u alan ÖSO ile oradaki Türkmenler biraz rahatladı ancak hala durum çok karmaşık. YPG ilerlemeye devam ediyor ve Türkiye şayet bu ilerleme devam ederse YPG'yi vuracağını dün bir kez daha Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ağzı ile bir kez daha teyit etti. ABD Türkiye'nin YPG'yi vurmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Rusya ve İran denklemde öneli bir rol oynuyor. Kısacası dünyanın büyük güçlerinin vekalet savaşları Suriye'de devam ediyor…