Irak Savaşından bu yana geçen 15 yılın ardından, uzmanlar ile eski karar alıcıların büyük bölümü bu savaşın Amerikan dış politikasının en ciddi hatalarından biri olduğu konusunda hemfikir. Uzmanlar ve stratejistlerin son yıllarda yaptığı yorumlarda, gerek Irak'a savaş açma kararının kendisi, gerek ABD yönetiminin Irak'taki önemli çarpışmaların sona ermesinden sonra aldığı kararlar, gerekse de bu ülkeden çekilme kararı sorunlu adımlar olarak değerlendiriliyor. Birçok uzman geriye dönüp baktığında, ABD'nin nasıl böyle vahim bir hata yapabildiğini soruyor. Vietnam Savaşı hakkında sorulan soruların aynıları Irak Savaşı için de soruldu. Savaş öncesinde ve sırasında ABD dış politikası ile güvenlik politikalarına yön veren aktörler hakkındaki tartışmalar hâlâ devam ediyor. Bu aktörlerin hatıraları ve biyografileri, savaştan hemen önce yönetim içinde yaşanan çatışmaları ortaya koyuyor.
Irak Savaşı günümüzde, istihbarat hataları, bir çıkış stratejisinin olmayışı, sorunlu ulus inşası süreci, sivil kayıpların sayısı ve Ebu Gureyb Hapishanesi benzeri vakalarla anılıyor. Kore Savaşı Amerikan tarihinin unutulmuş bir savaşı olarak kabul edilirken, Irak Savaşı da herkesin unutmak istediği bir savaş haline geldi. Popüler kültürde de durum çok farklı değil. Irak Savaşını konu alan filmler ve romanlardaki Amerikan askerlerinin, savaşın gidişatına ve amacına yönelik benzer bir kafa karışıklığı yaşadığı gözlenir. Savaş Amerikan halkında, Washington'daki elitlere karşı büyük bir hoşnutsuzluk ve güvensizlik yarattı. Başkan adayları açısından Irak Savaşı, 2008 seçimlerinden bu yana en sıkıntılı konulardan biri haline geldi. Hem 2008 hem de 2016 seçimlerini, neredeyse hiçbir dış politika ve güvenlik politikası tecrübesi olmayan ve en önemli dış politika yetkinliği olarak Irak Savaşına karşı oluşlarını vurgulayan adaylar kazandı. Tıpkı Vietnam Savaşında olduğu gibi, Irak Savaşında önemli roller oynamış isimlerin siyasi kariyerleri de savaş sonrasında düşüşe geçti.
Savaşın uluslararası yansımaları açısından bakıldığında, ABD Irak Savaşından dolayı çok sıkıntı çekti. Ortadoğu halkları için ise bu savaş günümüzde, bölgedeki etnik ve mezhepsel fay hatlarının çoğunu tetikleyen bir çatışma olarak hatırlanıyor. ABD'li yetkililer Irak'taki iç savaşı tahmin etmemişti. Savaş sonrasına ilişkin bir planları olmadığı da kısa süre sonra anlaşıldı. Bölgedeki hemen her otoriter lider, Irak savaşı sonrasında ortaya çıkan durumu toplumu zapturapt altında tutmak için bahane olarak kullanmaya çalıştı. Savaş ABD'nin dünyadaki itibarına da büyük zarar verdi. Öncelikle, ABD'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında inşa ettiği ittifak yapısındaki en önemli görüş ayrılıklarından biri, Irak savaşının karar aşamasında yaşandı. Asıl üzücü olan, bunun NATO ile uluslararası toplumun ABD'nin Afganistan'daki savaşına verdiği tam desteğin hemen ardından meydana gelmesiydi. Avrupa'nın eski ve yeni diye ayrılması, Irak Savaşına yönelik hazırlıklar açısından faydalı olmadı. Keza "Gönüllüler Koalisyonu" ifadesi ve İkinci Dünya Savaşı'yla kurulan benzerlikler de işe yaramadı. Daha da önemlisi, savaş tüm dünyada ABD dış politikalarına karşı büyük bir tepki yarattı. ABD'nin politikalarına yönelik kamuoyu tepkisi savaş kararı sonrasında tavan yaptı. ABD o dönemden beri bu sorunu çözemedi.
ABD'ye zarar veren tek şey savaşın kendisi değildi. Savaşın hayaleti sonraları ABD'nin dış politika kararlarını etkiledi. Irak savaşında yapılan hatalar, özellikle Suriye'deki iç savaş sırasında eski başkan Barack Obama ile dış politika ekibi için en önemli meşruiyet kaynağı oldu. Irak savaşının yarattığı travma, Amerikan kamuoyu ile Kongre üyelerinin Suriye'de tarihin en büyük insani trajedilerinden birini önlemesini engelledi. Dolayısıyla yanlış dersler ABD için bölgede kötü sonuçlar doğuruyor.