Bugünlerde Ukrayna kurulduğu günden bu yana tarihinin en önemli ve en sancılı sürecini yaşıyor. Siyasi bir karmaşa var. Bütün ülkede gösteriler, protestolar yapıldı. Devlet Başkanı Yanukoviç'in ve hükümetin istifası istendi. Başbakan "Darbe belirtileri var" dedi.
Devlet Başkanı Yanukoviç, uzun yıllardır AB ile Ukrayna arasında müzakere edilen Ukrayna-AB Ortaklık Anlaşması'nı imzalamaya yanaşmadı bunun üzerine AB de anlaşmayı askıya aldı. Aslında Yanukoviç de anlaşmayı imzalamayarak tam da AB'nin böyle bir tutuma süreklenip anlaşmayı askıya almasını hedeflemişti. Bugün Ukrayna'yı idare edenler Rusya'nın büyük baskısı altındalar. Zaten Putin çok uzun zamandır Ukrayna'nın AB ile böyle bir anlaşmaya varmasına karşı olduklarını, Ukrayna'nın Rusya ile beraber hareket etmesi gerektiğini her ortamda ifade ediyordu. Putin "Ukrayna, Rusya'nın Belarus ve Kazakistan ile başlattığı Gümrük Birliği'ne girmeli ve uzun vadede Avrasya Birliği'nin üyesi olmalı, AB'nin değil" diyor. Rusya önderliğinde bir Avrasya Birliği ise Putin'in en büyük hayali olarak görünüyor ama ekonomik gerçeklerle ne kadar uyuşuyor burası muamma. Rusya, Belarus ve Kazakistan arasında Gümrük Birliği anlaşması yürürlüğe girdikten sonra geçtiğimiz yıl bu doğrultuda Rusya, Belarus ve Kazakistan Avrasya Komisyonu kurdular ve komisyon faaliyetlerine başladı. Belli ki en önemli görevi Ukrayna'yı ne yapıp edip içine almak.
Yaşananlar ne Ukrayna ile sınırlı ne de sadece Ukrayna'nın geleceğini etkileyecek cinsten. Ukrayna'nın geleceği, bütün Doğu Avrupa'yı da Doğu Avrupa'daki eski Sovyet Bloku ülkelerinin Rusya ve Batı ile olan ilişkilerini de büyük ölçüde belirleyecek en temel etkenlerden birisi. Dolayısıyla Ukrayna, Rusya'nın hem ABD hem de AB ile, esasında Almanya ile, olan ilişkilerinin geleceğini belirleyecek en önemli stratejik mevzilerden birisidir hatta en önemlisi.
Ukrayna'nın siyasi, sosyo ekonomik yapısı ve toplumsal uzlaşışı Ukrayna'yı hem Rusya'yı hem de Avrupa'yı çok hassas bir dengede mahir bir şekilde idare etmeye zorluyor. Sanayileşmiş ve zengin olan Katolik Batı Ukrayna Batı yanlısı ve AB taraftarı iken; fakir ve Ortadoks Doğu Ukrayna Rusya taraftarı gözükmektedir.
Ukrayna jeopolitikte Türkiye gibi hem Doğu hem Batı olmanın avantajlarını üzerinde taşıyor ama bunun verdiği ağır yükü de hissediyor. Bu hassas durum her iki ülkeyi de Avrasya'nın hem Doğu'su hem de Batı'sındaki dengelerde hesaba katmayı beraberinde getiriyor. Bu aynı zamanda her iki ülkenin de Doğu ve Batı'ya yönelim ve tercihlerini zor bir dengeye oturtuyor. Çünkü her iki gücünde siyasal yönelişleri ve bölgesel ittifakları Baltık'tan Karadeniz'e, Kafkaslar'dan Hazar ve Orta Asya'ya bütün bölgeyi derinden etkileyebilecek potansiyelde. Doğu'dan yükselen bir güç için Ukrayna bütün Doğu Avrupa ve Balkanlar'ın tek kapısıdır. Batı'dan Doğu'ya ilerleyen bir güç için ise Ukrayna, Karadeniz, Kafkaslar ve Hazar petrollerinin tek yoludur. Hitler'in Stalingrad Kuşatması da bu aklın ürünüdür.
Bugün, bu stratejik dengenin yansıması şudur reelpolitikte. Doğu'dan yükselen ve Ukrayna'yı tamamen kontrolüne alacak bir güç (ki Putin'e göre bu Rusya'dır) karşısında Avrupa tutunamayacaktır. Putin'in Ukrayna üzerindeki bütün çaba ve hırsının sebebi Ukrayna'nın vereceği bu büyük mükafaattan dolayıdır. Putin'e göre, Ukrayna'yı kontrol altında tutamayacak bir Rusya'nın, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Karadeniz'de ABD ve AB karşısında gardını alması da Avrasya Birliği'ni küresel bir güç haline getirmesi de mümkün değildir. O yüzden Putin'in hem Gümrük Birliği hem de Avrasya Birliği için Ukrayna olmazsa olmaz kilittir. Aynı Ukrayna, Rusya'nın uluslararası arenade her zaman en etkili silah olarak kullandığı Rus doğalgazı için de tek güzergahtır ve mutlaka kontrol altında tutulmalıdır.
Avrasya mihverdir. Bu mihverin tam ortası Türkiye ve Ukrayna'dır. Bu iki noktadan herhangi birinde oluşacak olası bir kırılma, mihverin hem Doğu'sunda hem de Batı'sında çok büyük sarsıntılara sebeb olabilecek, tarihin seyrini değiştirebilecek kadar derindir. O yüzden herkesten ve herşeyden evvel Ukrayna'nın geleceğine düşecek bir gölge Türkiye'yi etkileyecektir. Ukrayna'nın tarihin bu seyrinde bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruması, bölünmesinin gelecekte söz konusu dahi edilmemesi Türkiye'nin en hayati çıkarlarındandır.
bahaerbas@fas.harvard.edu