Önemli bir hafta yaşayacağız. Siyasi ve ekonomik olarak ilginç gelişmelere gebe önümüzdeki günler. Hem FED toplantısı hem de İsrail seçimleri bölgenin ve dünyanın ekonomik ve siyasi geleceğini yakından etkileyecek. Türkiye de tıpkı diğer ülkeler gibi bu gelişmelere siyasi ve ekonomik olarak çeşitli senaryolarla hazırlanıyor.
Burada ekonomik anlamda kur özelinde de çeşitli gelişmeler yaşanabileceği kuvvetle muhtemel. Bunu yönetmesi gereken kurumlar muhakkak alternatif senaryolar üzerine ciddi hazırlıklar yapıyorlardır. Açıkçası gerek likiditeden kamu ve özel sektörün döviz taleplerinin direkt karşılanmasına gerekse opsiyon ve hedge mekanizmalarına kadar elinde birçok seçenek bulunması hasebiyle gerekli hazırlıkları olduğunu düşünüyoruz.
Ayrıca Türkiye'nin güncel mikro ve makro değerleri de olumlu sinyaller veriyor. Nitekim kamunun ve bankaların açık döviz pozisyonunun olmaması, hane halkının ise fazlasının olması, özel sektörün ise yaklaşık %37'sinin açığının olmaması ve %51'inin döviz gelirleriyle pozisyonlarını doğal hedge etmiş olmaları yani yaklaşık toplam %90'ının ciddi bir risk taşımıyor olması ülkenin döviz pozisyonunu net bir şekilde anlatıyor. Burada alternatif enstrümanlar vesilesiyle oluşabilecek dönemsel dalgalanmalara karşı da ciddi tedbirler almak mümkün.
Sonuç olarak tüm bu süreçler siyasi ve ekonomik temelleri sağlam ülkeler için daha güvenli geçecektir. Türkiye'deki mevcut ekonomik altyapının tüm yaşanabilecekler ışığında gerekli sağlamlığa sahip olduğunu düşünüyoruz.
Not: Son dönemlerde yeni ekonomi söyleminin sulandırıldığı konuşuluyor. Yurtiçi ve yurtdışında kimlerin ne söylediğinin pek bir önemi olduğunu düşünmüyoruz. Nitekim Türkiye ekonomik olarak artık bir yol ayrımındadır. Dünyada yaşanan bu değişim atmosferine uygun olarak yeni süreçte yeni bir model uygulamak zorundadır. Bu bir tercih değil zarurettir. Yalnız bunu dünyadaki ekonomik sistemden ayrışma gibi algılatmaya çalışmak ise kesinlikle doğru değildir. Türkiye, ekonomik sistemini dünden daha fazla bir şekilde uluslararası piyasalarla entegre edecektir. Ama bunu daha dengeli ve adil bir işbirliğiyle hayata geçirmesi gerekmektedir.
