Bizim yastayız hayat ise devam ediyor. Ortadoğu gündeminden kopmamak adına geçen hafta çevremizde neler yaşanmış, bir göz atalım.
İSRAİL-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE "METİN İMZAYA HAZIR" İDDİASI
İsrail haftalardır Ankara'ya yönelik psikolojik baskı içeren bir kampanya yürütüyor. Gazetelerinde Dışişleri kaynaklarına dayandırılan haberler çıktı, hepsinde "Türkiye ile anlaşma tamam, iş sadece imzaların atılmasına kaldı" yorumları yapıldı.
İsrail basınında İsrail Dışişlerinin kaynak gösterildiği anlaşma haberlerini kendi Dışişlerimize sorduğumuzda bu sürecin hiç de onların dediği gibi yürümediğini öğrendik.
Evet Mavi Marmara katliamı sonrası bozulan ilişkilerin normale dönmesi için bir süreç var. Özür, tazminat ve Gazze şartlarından oluşan süreçte İsrail, sanki bazı şeyleri oldu bittiye getirmeye çalışıyor gibi.
Nedir o, mesela Gazze'deki ablukanın kaldırılması ya da en azından hafifletilmesi. İsrail, Türkiye'den Gazze'ye gönderilen her yardımın özel izinle geçişine izin verildiğini duyuruyor. Anlaşmanın sadece imzaya kaldığını yüksek sesle söyleyerek ise hem kendi kamuoyunun nabzını yokluyor hem de bu anlamda Türkiye üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyor.
Neticede sürecin devam ettiğini söyleyebiliriz. Anlaşmanın imzalanması için ise tarih veren yok, 3 gün içinde de olabilir 3 ay içinde de.
FİLİSTİNLİLER FELAKET GÜNÜNÜ ANDI
Filistin'de Nekba günü vardı. Felaket günü. 1948'de evlerinden edilen yüzbinlerce Filistinlinin vatansız kalışının yıldönümü. Gazze, Batı Şeria, Kudüs, 67 sınırlarındaki şehirler, Lübnan, Suriye, Ürdün'deki mülteciler kısacası Ortadoğu'daki 10 milyonu aşkın Filistinli sokaklardaydı, işgali protesto için.
İsrail askerleri göz açtırmadı, Batı Şeria'da 2 kişiyi öldürdü. Cenazelere müdahale edildi, kimsenin gıkı çıkmadı, Filistinli yine tek başınaydı bu Nekba yıldönümünde.
IŞİD ÜLKENİN DOĞUSUNU ELE GEÇİRDİ
Suriye'de Esed rejimi destekli olduğuna dair elde birden fazla delil bulunan Irak Şam İslam Devleti, ülkenin doğusunu ele geçirdi. Halep'in doğusundan itibaren Deyrüzzor kenti de IŞİD'ın oldu.
IŞİD, bu bölgeleri rejimden değil Özgür Suriye Ordusunun elinden aldı. Rejim, Halep'te muhalifler ilerlemesin diye bomba atarken, IŞİD'ın mevzilerine tek bir mermi bile düşmedi.
Suriye'nin doğusu şu an IŞİD kontrolünde. Rejim için bu durum tercih edilir düzeyde. Muhaliflerde olacağına IŞİD'ın elinde olsun diyorlar. Bir de şu var, örgütün kontrol altına aldığı alanlar ülkenin petrol ve su kaynaklarının yüzde 60'nın bulunduğu bölgeler.
Suriye-Türkiye sınırında Perşembe akşamı çok şiddetli bir patlama yaşandı. Kilis, Öncüpınar sınır kapısının karşısındaki Seleme gümrüğünün önünde yani burnumuzun dibindeki bombalı saldırıda tam 43 kişi hayatını kaybetti.
MISIR'DA MÜBAREK REJİMİ KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR
Ve Mısır, idam kararları, darbeci General Sisi'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı, gündem bunlardı. İdam kararlarına tek tepki veren ülke Türkiye'ydi. Yalnız kaldılar, Sisi adaylık sürecinde uluslararası ajanslara röportaj üstüne röportaj vererek imaj çalışması yaptı.
Haftaya seçim süreci başlıyor. Darbeci General 30 yıllık Mübarek rejimine kaldığı yerden devam edecek. Üniformayı çıkarmış olması Batı için önemli bir etken, Avrupa ve Amerika'nın gözünde darbeci Sisi, aklanmış sivil bir Cumhurbaşkanı olarak, sandıktan çıkıp, ülkesini yönetecek.
SOMA'NIN ACISINDAN SİYASET ÇIKARANLAR
Soma'da bizim canımız çok ama çok yandı. Bu yas 3 güne sığmaz. Oradan gelen felaket haberleriyle üzüntümüze üzüntü kattık, bir umut iyi haber gelir diye de gözümüzü, kulağımızı, Soma'dan ayırmadık.
Gündemimiz elbette Soma olacaktı, başka bir şey düşünülemez ama hayat da devam ediyor işte. Biz yas tutarken çevremizde de önemli gelişmeler yaşandı.
Bununla birlikte biz yas tutarken içerde felaketten siyaset üretmeye çalışanların olduğunu gördük.
Kazanın ilk saatlerinde hani kısık sesle söylenen "Gezi'nin yıldönümü öncesi" yorumuna bağıranlar vardı ya işte onlar şimdi "her yer Soma" diye bağırmaya başladılar.