Aslına bakarsanız, Ayasofya'nın yeniden cami olarak açılması bir ütopya değildir. Eninde sonunda gerçekleşecek bir şeydir. Öyle ya da böyle bu mekan camiye dönüşecektir. Mesele yalnızca zaman meselesidir. Aziz halkımızın arzusu da bu yöndedir.
Ayasofya seksen üç yıldır müze... "Hayır müze değil, cami" diyor bir miktar hanım. Bunu, Ayasofya'ya ayakkabısız girerek hal diliyle seslendirmişler. Daha doğrusu müzede "ayakkabı çıkarma eylemi" yapmışlar. Buna eylem denirse tabii. Kendilerince yapının camii olduğunu göstermeye çalışmışlar. Camiye ayakkabıyla girilmez ya, o bakımdan hani.
Eylemi yapanlar arasında Asuman Kılıç da var. Bu hanımın arkasında "yazar", önünde "öğretmen" yazar. Övünmek gibi olmasın ama kendisi eşim olur. Yerli, milli ve dini konularda oldukça hassastır. Tepkisini koymadan edemez...
Eşimin anlattığına göre, burnu çenesine değen biri, Ayasofya'nın içinde hanımları bu şekilde görünce onları güvenliğe şikayet etmiş. Güvenlik de ona, "yasaya aykırı bir durum yok, müdahale edemeyiz" demiş.
Bunu duyan teyzecik gökkuşağı gibi renk değiştirmiş. Renkten renge dönüşmüş. En son mor renkte karar kılmış.
Mor ama nasıl bir mor...
Kadını mora boyasan bu kadar morarmaz yani.
Keza, tanık olunan bir olay da şu: Bosnalı bir genç kız bunların eylemini görünce o da ayakkabısını çıkarmış ve onlara katılmış. Ardından, "Türkleri ve Türkiye'yi çok seviyorum" demiş...
Açıkçası bu vatansever hanımlar, Ayasofya'da kadife bir eyleme imza atmışlar. Müzenin yeniden camiye çevrilmesi için bol bol dua etmişler. Milyonların Ayasofya'yla ilgili arzusuna tercüman olmuşlar. Gönüllerinde yatan aslanı açık etmişler...
Hepsini tek tek tebrik ediyorum...
Burada can yakıcı soru şudur: Burası nasıl yeniden cami olur?
24 Haziran'da oylar Erdoğan'a ve AK Parti'ye verilirse işte o zaman arzu edilen olur...
***
Tarih tekerrür edecektir!
Bu memlekette egemenlik, İsmet Paşa'dan beri "kayıtlı şartlı vesayet odaklarınındı." Son referandumla birlikte milletin eline geçti. Ama bu sefer mahsustan değil hakikaten milletin eline geçti...
Darbeler ve koalisyonlar dönemi bitti. Muhalefet için orta yol tükendi. "Ya devlet başa, ya kuzgun leşe." Geçmiş ola.
Öte yandan seçimle ilgili "düzmece anketler" daha şimdiden muhalif basın tarafından satışa sunulmuştur. Üstelik hepsi de masa başında üretilmiştir..
Ne hikmetse hepsi de Erdoğan ve AK Parti'nin aleyhinedir. O yüzden bunlar kale alınmamalıdır. Moraller bozulmamalıdır. Umutla, aşkla ve şevkle yola devam edilmelidir...
Diğer yandan, memleketimiz Erdoğan'la yemesi gereken "kırk fırın ekmeğin" çoğunu yemiştir ve bitirene kadar da yiyecektir...
Erdoğan'ın başkan seçilmesiyle, işsizlik azalmaya, borsa coşmaya, sıcak para gelmeye, paramız değerlenmeye, ihracat rekor kırmaya, milli gelirimiz artmaya, bitimiz kanlanmaya, tuzumuz kurumaya ve en önemlisi de halkımızın yüzü gülmeye devam edecektir.
Netice itibariyle, 24 Haziran'da tarih yeniden tekerrür edecektir. Erdoğan ve AK Parti ipi göğüsleyecektir. CHP de her zamanki gibi parlamentoda havanda su dövmeye ve koltuk ısıtmaya hak kazanacaktır...