Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

14 Mart 2018, Çarşamba

Memleketi kadınlar kurtaracak!

KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) ve 266 STK "Bu Ses Bizim Sesimiz" başlığıyla bir bildiri yayınlamış.

Bildiriyle, milletin birlik ve beraberliğini korumak için "tarihi adımlar" atan Cumhurbaşkanımıza destek vermişler...

(Bir siyasi parti liderinin seçim arifesinde oy kaybı riskini göze alarak densiz hocalara ayar vermesi, İslamiyet'in istismarına engel olmaya çalışması ve bununla ilgili yapılması gerekenleri söylemesi tarihî bir adımdır!)

Gelelim ortak duyurunun içeriğine:

"Toplumu ayrıştırıcı, kin, nefret ve düşmanlığa sevk edici, kadın-erkek arasına sevgisizlik, güvensizlik, husumet tohumları ekmeyi amaçlayan bir kampanyanın kimileri tarafından bilinçli şekilde tırmandırıldığı dikkat çekmektedir"...

Gerçekten muhalif medya kadınlarla ve çocuklarla ilgili patlak veren olumsuz haberleri yemiyor içmiyor, gidiyor çarşaf çarşaf manşetlere taşıyor.

Bunu, neler olup bittiğini doğru dürüst öğrenmeden yapıyor. Şerefsizliğin dibi olmadığını gösteriyor.

Maksat, satır ve haber aralarında "iktidara, Müslümanlara ve İslamiyet'e" kamış atmak olsun...

Ayrıca bildiride şunu vurgulamışlar: "Bu kampanya ile ülkemizde bir taraftan kadınların ve çocukların dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar ağır bir saldırı altında olduğu imajı yaratılmaya çalışılırken,"

İşin acıklı yanı, muhalif basın, kadınlarla ve çocuklarla ilgili her menfi haberi, "memlekette kadınlara ve çocuklara gene tecavüz edildi" havasında veriyor...

Örneğin, "kızım evden çıktı bir daha dönmedi, istismara uğramasından korkuyorum" diyen birisini sorgulamadan manşetlere ve ekranlara taşıyorlar.

Moraller bozuluyor ve yürekler hop ediyor...

Sonra kızın anneannesinin yanında olduğu öğreniliyor...

Görüldüğü üzere doğrudan bir şey belirtilmiyor, ama okuyucu ya da izleyici haber aralarını arzu ettikleri yönde algılıyor: "Vay be, ne sapık bir milletmişiz, ne kadar da bozulmuşuz!..."

Başına gelen her musibeti Erdoğan'dan bilen budalalara algılatılmak istenen şey bellidir...

Bildirinin devamında, "diğer taraftan da bunu durdurmaya dönük toplumsal, siyasal ve dini reflekslerimizin yok edildiği algısı yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır."

Yaşadığı çağı idrak etmeyen ya da edemeyen bir iki hoca abuk sabuk konuşuyor, işgüzar medya konuşmayı panik havasında, "alın size hocaların düzeyi" başlığıyla veriyor...

Bu hocalar yumurtladıkları cevherlerle, bu işgüzarların ekmeğine yağ sürüyorlar. Algı operasyonlarına ve propagandalarına alet oluyorlar...

Bunların yüzünden dine ve gerçek hocalara olan güven sarsılıyor...

Siyasilere duyulan güven zedeleniyor...

Sonuç itibariyle, Müslümanlar ve İslamiyet zarar görüyor...

Hal böyle olunca, Cumhurbaşkanımızın son çıkışının ne kadar yerinde ve isabetli olduğu da kendiliğinden ortaya çıkıyor ...

Gene bildiride, "Siyaseti ve toplumu bu olumsuzluklara payanda olmakla ve ikiyüzlülükle suçlayarak karamsarlığa sürükleyen ve yüce dinimiz İslamiyet'i bu kötülüklerle yan yana göstermeye çalışan yoğun bir çaba göze çarpmaktadır."

Muhalif basın ve muhalefet, dinimizle ilgili işine gelmeyen her şeyi arka tarafından anlıyor...

Her fırsatta faturayı Muhafazakâr politikacılara ve İslamiyet'e kesmeye çalışıyor... Bunu da "halka çok telkin edilirse belki tutar" mantığıyla yapıyor...

Ama böyle bir şey olmayacak. Müslüman Allah'tan ümidini kesip karamsarlığa düşmeyecek. Son nefesine kadar ilkeleri ve amaçları doğrultusunda yoluna devam edecek...

Gelinen aşamada, "Erdoğan'a sahip çıkmak ve arkandayız" demek çok önemlidir!

Diğer yandan, Erdoğan'ın İslamiyet'le ilgili görüşlerini sorgulamak en hafif deyimle hadsizliktir.

Reis'in iktidara geldiği günden beri ortaya koyduğu icraatları ortadadır.

Son dönemde onun kadar dinimize hizmet eden biri var mıdır acaba?

Eee, o zaman?

Son tahlilde, ümmetin ve milletin liderine sataşarak ve muhalif medyaya malzeme üreterek düşmanları sevindirmek, Allah katında şiddetli bir hesabı muciptir vesselam!

SON DAKİKA