Referandum öncesi; muhalif gazeteciler "hayırcı cephe"nin liderlerinden Meral Akşener'i öve öve bitiremiyorlar. Hanımefendinin söylemlerini köpürtüyorlar da köpürtüyorlar.
Oysa ki bu hanım, "Bir şey bahane edilip referandum iptal edilebilir" gibi laflarıyla zırvalama konusunda Kılıçdaroğlu'ndan hiç de geri kalmadığını çok güzel ispatladı maşallah.
Güya hanımefendi referandumun iptal edileceğine dair bazı duyumlar almışmış...
Sana buradan hodri meydan diyorum Meral Akşener. Maçan sıkıyorsa duyumunun kaynağını açıkla da görelim!
Açıklayamaz mısın?
Yok böyle bir şey desene sen şuna...
Kenarda kalmış son mermini de nafile bir umutla haybeye sıkıyorsun anlaşılan...
Gene o bildik katakulliler. Laf olsun torba dolsun.
Bak, Emine Ülke Tarhan gibi emsallerin siyasette söktüremeyeceklerini anlayınca çoktan evlerinde yöresel yemekler pişirmeye koyuldular bile. Sen daha neyi bekliyorsun? Hazır MHP'den kovulmuşken jübileni yap da memleket siyasetten emekli olmuş bir babaanne görsün.
Haa, kendine çok güveniyorsan kurarsın partini, 15 Temmuz öncesi diline doladığın "yurtta sulh, cihanda sulh" sloganınla girersin seçimlere, kanıtlarsın rüştünü...
Hayır oylarının toplamı
Bir alemi olmayan "hüsnü kuruntu"yu bir tarafa bırakırsak "Hayırcı"ların referandumda görüp göreceği güzellik yüzde 25-35 arası bir şey.
Nasıl mı?
Yanıtı "Hayırcı" kesimi oluşturan CHP, HDPKK, FETÖ ve Vatan Partisi'nin etinde budunda saklı.
Son seçimlerde halkın hayırcı kesime tükürdüğü oy oranının ancak yukarıda belirttiğimiz rakamlar arası bir şey olduğunu görüyoruz. Yani bu ekibin taş çatlasa kemikleşmiş seçmen kitlesi ancak bu kadar. Beyhude anketleri hayırcıların lehine şişirmeye gerek yok. Üstelik önümüzdeki referandumda hayır oylarının patlama yapabileceğine dair sağlaması yapılmış bir veri de yok.
Eee ne diye aslı astarı olmayan şeyleri bir tarafınızdan uydurarak milletin zihnini karıştırıyorsunuz!
Buradan hayırcı cepheye soruyorum: Bu memleket için bir çivi çakmışlığınız var mı?
Duyamadım. Yok değil mi?
Bırakın çivi çakmayı ülkemizin yarınları için dişe dokunur bir planınız bir projeniz bir programınız var mı? O da yok! Eğer olsaydı seçim sonuçlarından belli olurdu zaten.
Hatta yürüttüğünüz hayır kampanyasında bile doğru düzgün bir propagandanız yok. Tutturmuşsunuz bir "Erdoğan padişah olmak istiyor" sloganını geviş getirip duruyorsunuz.
Düşünün ki, Kılıçdaroğlu'nun 18 maddenin içeriğinden bile haberi yok. Zavallılığın dibi yani. Biraz ayıp olacak ama gene geliyor mesele "imam hoplarsa cemaat sıçrar" meselesine...
Almanya'dan şantaj
Alman Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping, "Türkiye için turizm boykotunu gözden geçirmemiz gerekiyor. Türkiye'ye turist göndermeyelim" diyerek cevherler yumurtlamış.
Hatta bunların da ötesinde "Türkiye, Erdoğan'sız daha da güzel olurdu" gibisinden laflarla haddini aşarak terbiyesizlik etmiş. Kibar kadınmış, ne de olsa Hitler'in torunu.
Kendisine buradan "Ağzını topla! Eleştireceksen insan gibi eleştir" diyeceğim ama terbiyem müsaade etmiyor...
Şu sıralar Türkiye düşmanları, Alman turistlerin Türkiye yerine Yunanistan'a veya Mısır'a gitmeleri için yırtınıyorlar.
Oysaki, Alman turistlerin tercih ettiği ülkeler arasında Türkiye ilk sırada yer alıyor. Almanya, Türkiye'ye en çok turist gönderen ülke olma konumunu 2013'te Rusların elinden almıştı.
Hatırlarsanız 2015'te Türkiye'ye yaklaşık 6 milyon Alman turist gelmişti. Tabii bu başarıda ülkemizde bulunan ve neredeyse sayıları 6 bini bulan Alman firmalarının da katkısı büyük...
Peki bu tipler niye Erdoğan'ı sevmiyor?
Kusura bakmayın, lafı uzatmadan bodoslama gireceğim. Dünyanın en büyük havaalanı olacak olan 3. Havalimanımız Uzakdoğu'ya gidecek olan on binlerce uçağın hava trafiği dağılımını Almanya'nın elinden alacak da ondan. Yani mesele arpanın kesilmesi meselesi. Karın ağrılarının gerçek nedeni özetle bu. Keza "Kanal İstanbul" projesi yüzünden de fena halde bize gıcık kapmış durumdalar...
Bu sefer aklımızı başımıza alalım da 71 ve 80'de bizi tongaya düşürerek birbirimize kırdıran bu soytarıların yüzünü güldürmeyelim.
Hasılı bu politikacı bozuntusunun ülkemiz aleyhine dillendirdiği turizm boykotu yani şantajı Alman dostlarımızın ferasetiyle lağım çukuruna gidecek.
Tüm nankör şartlara rağmen 2017'de otellerimiz (Alman) turistlerle dolup taşacak ve esnafımızın yüzü gülecek.
Hollandalı soytarı
Hollanda'da camilerin kapatılmasını ve Kuran'ın yasaklanmasını dillendiren aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin lideri Geert Wilders, Erdoğan'ı "diktatörlükle" suçlamış, bakanlarımızın Hollanda'da "evet" lehine propaganda yapmalarının yasaklanmasını yetkililerden talep etmiş.
Keza Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği binasının önünde Erdoğan'a hitaben, "Uzak dur! Bu bizim ülkemiz" yazan bir pankart açmış...
Niye mi yapıyor bunları?
Adam İslam karşıtlığıyla kendi seçmen kitlesine yani tribünlere oynuyor. Müslümanlara dönük kin ve nefret dışında bohçasında bir şey bulunmayan bu ırkçı herif anti-Erdoğanizm, İslamofobi ve yabancı düşmanlığı ile şu anda kendisini iplemeyen potansiyel seçmen kitlesini canlandırmaya çalışıyor. Kısaca partisinin geleceğine yatırım yapıyor.
Netice itibariyle sırf şu soytarının ülkemiz aleyhine hırlayarak akıttığı salyalara bakıp inadına "evet" demek gerekmiyor mu?