Kılıçdaroğlu, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalıştıkça bu ülkenin samimi insanlarının onay ve takdirini asla kazanamayacaktır.
Herkes eteğindekileri döker.Bir tarafta cami açılışı yapıp Kur'an tilavetinde bulunan bir Cumhurbaşkanı, bir yanında bütün dünya Müslümanlarına kucak açmış,Diyarbakır'ı bile lerzeye getirmiş samimi gülüşlü Ahmet Hoca, diğer tarafında bu ülkenin zengin yeraltı kaynaklarını gavura yedirmeyen bir enerji bakanı ve Türkiye sevdalısı dava ruhlu insanlar,diğer tarafta ağzı bozuk,küfürbaz ve rezil kelimelerle olay betimlemekten,yapılan projelere itiraz etmekten başka elinde bir şey olmayan Kılıçdaroğlu...
Kılıçdaroğlu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında "Zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette o da konuşmuyor." söylemiyle nefret suçunu işleyerek bir skandala daha imza attı...
Demek ki, kaset skandalıyla parti başkanı olan adam ancak bu kadar oluyor...
Edep desen yok...
Nezaket desen yok...
Hitabet desen yok...
Üslup desen ne arar...
''İmam şey ederse, cemaat ne yapmaz'' misali gelin CHP'lilerin yediği haltlara göz atalım ;
Hem genel başkan hem de CHP'li vekil Allah'tan korkmadıklarını ''Allah'tan korkmayan biz'' ve ''Biz Allah'tan değil, hukuktan ve bu ülkenin elden gitmesinden korkuyoruz" sözleriyle dile getirerek hadsizliklerini gösterdiler...
''Türkiye ile İran savaşırsa, İran'dan yana olurum'' ve "Türkiye IŞİD'e sarin gazı sattı" diyen vekillerine sahip çıktılar...
Rus uçağı düşürüldüğünde utanmadan Rusya'nın yanında yer aldılar.
Arsızca,400.000 insanın katili Esad'a arka çıktılar...
Hayasızca, Erdoğan'dan kurtulmak için Türkiye'yi ABD'ye, AB'ye, NATO'ya ve Rusya'ya şikayet ettiler...
PKK'lı teröristlerin cenazelerinde gözyaşı döktüler...
PKK'nın kanalı olan Med Nuçe'ye çıkıp, devlete "Katil" dediler.
Seçimlerde HDP'nin barajı aşması için "Ben ve tüm ailem barajı geçsin diye HDP'ye oy verdik" diyen vekillerini savundular.
Selahattin Demirtaş'a seçimde "Beraber iyi salladık" diyen vekillerine sahip çıktılar...
''1992 doğumlu bir kadını, vücudunu patlatarak ölüm saçmaya iten sebepleri konuşmadıkça terörle mücadele yalandır'' söylemiyle teröristi masum göstermeye çalışan vekillerinin arkasında durdular.
Hendek kazan teröristlere ''Arkadaşlar'', Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ''Diktatör bozuntusu'' diyen genel başkanlarını ayakta alkışladılar...
Savcı Mehmet Kiraz'ı şehit eden DHKP-C'li teröristleri adeta alınlarından öptüler...
Her fırsatta PKK'ya, PYD ve YPG 'ye sahip çıktılar...
Küresel güçlerle beraber 17/25 Aralık darbe girişimlerini yapan FETÖ 'ye tüm güçleriyle destek verdiler...
Ak Partiye, Anayasa Komisyonu masasına dönmek için casuslukla suçlanan 'Can Dündar' şartını koştular...
Vekil maaşlarıyla rezidans sahibi oldular (!) ...
Okumak isteyen masum kızların başını açmak için ikna odaları kurdular...
Camileri ahıra çevirdiler...
Ezanı zorla Türkçe okuttular...
Kur'an'ı evlerden zorla toplattılar...
Şapka takmayan insanları astılar...
Bu zihniyette olan CHP'yi bu milletin asla iktidar yapmayacağını yıllar önce ''...Bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi kat'iyen iktidara getirmeyecek. Çünkü Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır. Halbuki, bir Müslüman kat'iyen komünist olamaz, anarşist olur...'' sözleriyle dile getiren Bediüzzaman ne kadar güzel ifade etmiş...