Katar'a yönelik ablukadan en büyük zararı hangi ülkeler görüyor. Kısa vadede Katar olarak görünüyor ama bu işten Suudi Arabistan da büyük zarar görecek. Şimdiden düşen petrol fiyatları Suudi Arabistan ekonomisini daha da sarstı.
Peki, Katar krizinden en çok çıkar sağlayanlar, krize en çok sevinen ülkeler hangisi? "Müslümanı Müslümana kırdırma" politikasının 200 yıldır hep 'tuttuğunu' bilen silah üreticisi ülkeler. İslam ümmetini bir kez daha darmadağın ettikleri için seviniyorlar.
İsrail ilk günden "Artık Araplar birbirini değil İsrail'i müttefik görmeli. Biz de İhvan'dan, Hamas'tan
Hatta İsrail, bu hengâmede Gazze'ye yeniden saldırı başlatabilir. Bu da İran ve Hizbullah'ı yeniden ön plana çıkartır ve hesap ettikleri birçok plan ters tepebilir.
***
Riyad, ABD'nin artık Obama dönemindeki gibi İran'adeğil de kendisine yaklaştığını sanıyor ama maalesef o iş öyle değil. Batı, periyodik olarak bir Şia'yı, bir Sünni'yi hedefe koyar. Geçmişte Afganistan'da, Lübnan'da yaşananları gördük. Obama Suudi Arabistan'ı hedefe koyup 11 Eylül'ün "suçlusu" ilan ederken Trump ilk ziyaretini bu ülkeye yaptı.
Trump ise daha değişik. Seçimden önce Arapları hatta tüm Müslümanları "terör destekçisi" sayarken gitti krallarla, Sisilerle kılıç dansı yaptı, sihirli küreye baktı…
Suudi Arabistan'a 350 milyar dolarlık silah satan Trump,ülkesine döndükten sonra "Katar'ın terörün finansörü" olduğu yönünde tweet attı. Böylelikle
Ancak aynı Trump ertesi gün ne yaptı? Katar Prensi Şeyh Sani'yi arayarak "ABD'ye gelin aranızdaki sorunu bitirelim" dedi.
Trump, hatırlarsanız eleştirdiği Obama'nın Suriye politikasını daha da ileri götürerek açıkça Suriye PKK'sı PYD ile birlikte Rakka operasyonuna başladı.
Körfez'in 'kaynaklarını' Obama-Trump ikilisi farklı taktiklerle sömürmeye çalışıyor. İkilinin, Suud-İran karşıtlığını gerekirse mezhep çatışmasına varacak şekilde nasıl kullandığını tüm dünya canlı canlı izliyor maalesef...
***
Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez Krallıklarının, Mısır'ın darbecisi Sisi'nin ve İsrail'in en büyük korkusu her zaman için DEAŞ değil, yüz yıldır şiddeti reddeden Müslüman Kardeşler ve siyasi hareket olduğunu ısrarla vurgulayan Hamas'tır.
Halbuki bu saydığım ülkeler Katar ablukasını, "İhvan terör örgütüne destek veriyor" bahanesiyle başlattı. İhvan, kurulduğu günden bu yana terör ve şiddetten uzak duran, yer altına inlmeyen, eğitim, sağlık, insani yardım gibi sosyal hizmetlere yoğunlaşan sivil bir oluşumdur. Aynı ülkelerin, PKK'nın Suriye koluna "barışçı örgüt", İhvan'a ise "terörist" demesi, halklar nezdinde sadece ikiyüzlülüğü gösteren ibretlik bir örnektir.
***
Sisi'nin Mısır'ını hariç tutarsak Türkiye'nin, ABD, Rusya, İsrail, Suudi Arabistan, İran, Bahreyn, Katar, Kuveyt dahil olmak üzere Katar krizinde ismi geçen ülkelerin neredeyse tamamıyla diyalogu vardır.
İşte bu yumuşak güce (Soft Power) sahip Türkiye, 'Tahran-Riyad' arasında mezhep
Yıllardır Suriye'de Türkiye'nin tezleriyle ters düşen ve Esed sevdası ile daha çok kanın akmasına yardımcı olan İran da bu vesile ile belki de Türkiye'nin ne yapmak istediğini anlayacaktır. Türkiye'nin batılılara "bölgeden uzak dur" demesinin ve Suriye'de güvenli bölgeler istemesinin, kapısını 3,5 milyon mazluma açmasının anlamını İran daha iyi kavrayacaktır.
Çünkü Katar üzerinden hedefe konan İran yine ilk iş komşusu Türkiye'ye müracaat ederek "Birlikte neler yapabiliriz" diye danışmak zorunda kaldı.
Karşındakini tanıyorsan, yakınındakini daha yakın tutman gerekiyor. Çünkü biz, "terör örgütü eliyle terör örgütü temizlemeye kalkan" Batı'nın ne yapmak istediğini iyi biliyoruz.
***
Sosyal medyada Katarlılar, "Bu işi yine çözerse Erdoğan çözer. O devreye girdiği andan itibaren ülkemiz üzerindeki baskının azaldığını hissettik" diyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katar krizine ilişkin, "Bu sorunun çözülmesi için herkes Cumhurbaşkanımıza geliyor. Biz gerçekten lider ülke olarak bu sorunu da inşallah bayramdan önce çözeriz. İslam dünyası da bayrama bayram tadıyla girer diye düşünüyorum" dedi.
İnşallah diyoruz…
UNUTMA UNUTTURMA!
NOT: FETÖ'cü hainlerin kanlı darbe girişiminin birinci yıldönümüne yaklaşık bir ay kaldı. 249 şehidin verildiği, 2 binin üzerinde insanın gazi olduğu o geceyi unutmayalım unutturmayalım. 15 Temmuz'da bütün Türkiye'de 1 hafta boyunca o kalleş günü unutmamak için meydanlarda demokrasi nöbetleri tutulacak. Geçen yıl 2 ay boyunca meydanlara taşan duygu ve coşkuyu yeniden yaşayalım.