Türkiye bir kez daha Başkanlık sistemine geçişin ve Başkanlık modellerinin konuşulduğu bir gündeme geri döndü. Daha doğrusu son yıllarda yaşanan olağanüstü gelişmeler nedeniyle Başkanlık hiç gündemden çıkmadı zaten.
15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminden bu yana da Başkanlık sistemine ne kadar büyük ihtiyaç duyulduğu bir kez daha net şekilde anlaşıldı. Bunun sadece AK Parti'nin veya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meselesi değil ülkenin beka meselesi olduğunu herkes anladı.
***
MHP lideri Bahçeli, muhalefetin her gelişmeye karşı takındığı negatif tutumu elinin tersiyle iterek daha önce 367 krizinde ve başörtüsü meselesinde olduğu gibi inisiyatif aldı. Hükümete,Başkanlık sistemi ve yeni anayasa konusundaki teklifini biran önce Meclis'e getirmesini ve milletin onayına sunmasını istedi.
Başbakan Yıldırım da AK Parti'nin anayasa taslağına son şeklini verdiklerini ve en kısa sürede TBMM'ye sunacaklarını ifade etti ve ekledi: Her ihtimalde de milletin referandumuna sunacağız...
Yani Mecliste 367'nin üzerinde bir oy alsa bile teklif muhakkak milletin onayı olmadan kabul edilmeyecek.
***
Türkiye çukur terörüyle Çözüm Sürecini bitirip terörü kentlere taşımaya çalışan PKK terör örgütüyle mücadele içinde. Suriye'den getirdiği bombaları canlı bombalara bağlayarak şehirlerimizi kana bulayan DEAŞ'la mücadele içinde.
15 Temmuz'da iç savaş ve işgale zemin hazırlamak için darbeye kalkışan ve 241 insanımızı şehit eden Fetullahçı teröristlerle mücadele ediyor.
Devlet, OHAL ve KHK'larla yasal ve hukuki bir zeminde terörizmle mücadelede canını dişine takıyor. Suriye'de Fırat Kalkanı Harekatı, Irak'ta Musul Operasyonu için Başika Üssünde DEAŞ ve PKK terörüne karşı amansız bir mücadele veriyor.
Tüm bunların başarısı için sağlam bir tek başına iktidar gerekiyor, istikrar gerekiyor. Başkanlık ise sürekli istikrar ve tek başına iktidar demek.
Mesele bugünün veya AK Parti'nin değil ülkenin geleceği meselesidir. Sistem değişikliği gelecekte daha da
NOT: Haftasonu AK Parti İstanbul Kadın Kolları Başkanı avukat Şeyma Döğücü ve ekibi, bir grup kadın gazeteciyle kahvaltıda biraraya geldi. Merve Kavakçı'nın da olduğu toplantıda, 28 Şubat'tan bugünlere Türkiye'nin geldiği noktayı konuştuk. AK Parti'nin sahadaki on binlerce dinamik kadını ve teşkilatları, her seçimde rakiplerine fark atmasındaki en önemli etken. Çünkü durmak, dinlenmek nedir bilmiyorlar. Başkanlık referandumunda da bunu göreceğiz.