Eskiden Türkiye insansız hava aracı üreten ülkelerden İHA almak istediğinde engeller çıkarıyorlardı. Hem de parasını verdiğimiz halde. Mesela ABD İHA'ları, üzerine monte edilen silahları çıkararak bize veriyordu. İHA'ların üzerindeki silahların söküldüğü yerlerdeki boş cıvata deliklerini gösteren fotoları görmüştüm.
Ya İsrail, onlar da Türkiye'ye sattıkları İHA'lar, Kandil'in üzerinden geçerken karartma yapıyordu. İsrail malı İHA'lar, Türkiye'nin terörle mücadele için önem verdiği riskli bölgelerin koordinatlarına yaklaşınca 'net' görüntü iletmiyordu.
Haliyle tüm dünyada terörle mücadelede önemli bir araç olan silahlı İHA'lar, PKK terör örgütünün çok daha rahat eylem yapabilmesine, karakol basmasına, Kandil'den rahatça terörü yönlendirmesine imkân tanıyordu.
***
Fakat Türkiye'nin de dünyada silahlı insansız hava aracı üreten 5 ülkeden biri haline gelmesiyle birlikte terörle mücadelede çok etkili sonuçlar alınmaya başladı. Ki bunun sonuçları da haberlere yansıyor.
Önceki gün "Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı"nın açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuya değinerek "Bizler bir basit tüfek yapamıyorduk. Şu anda bu halloldu. Kendi gemilerimizi üretiyoruz ama eksiğimiz var. Artık Türkiye insansız hava aracını mühimmatlı olarak üretir hale geldi. Bunu başardık" dedi.
Türkiye'nin, geçmiş yıllarda terörle mücadele ve sınır güvenliği için uluslararası camiadan, Amerika'dan vs. talep ettiği insansız hava aracına karşılık parası verildiği halde İHA almanın zorluğuna dikkat çekti. Erdoğan şöyle konuştu; "İHA istiyorsun, paranla alıyorsun. Amerika'dan aldığımız cevap, 'kongreden geçmedi.' Hep bununla karşılaştık. Bu bir değil iki değil. Ya biz stratejik ortak değil miyiz? Biz en son İsrail'den almıştık 10 tane. Arıza yapar, tamirini yaptıramazsın. Bunları hep yaşadık. Ama sağ olsun bu komşular bizi mal sahibi yaptı. Şimdi hem de devlet olarak değil özel sektör olarak, şu anda insansız hava araçlarımız mühimmatlı olarak operasyonlarda iş görüyor. Bu noktaya geldik."
***
Sadece İHA örneği bile, Türkiye'nin yerli ve milli sanayisini güçlendirmesinin, ekonomik ve sosyal olarak ülkeye ne denli büyük katkı yaptığını göstermeye yeter.
Türkiye'nin Bayraktar İHA'sı gibi uluslararası piyasalarda marka haline getireceği milli ve yerli üretimlerin artmasını ümit ediyorum.