Çözüm Süreci başarıya ulaşsaydı bile toplumsal rehabilitasyon süreci başlayacaktı.
Sosyal bilimciler 30 yıllık kanlı sürecin ardından terörün kararttığı hayatların, şehit ailelerinin, gazilerin öykülerinin hemencecik bitmeyeceğini belirterek terörün getirdiği travmanın izlerinin silinmesinin yıllar alacağını söylüyordu.
Tamam terör toplumsallaşmadı, sokaklara yansımadı çünkü bunu sağlayan vatan ve din gibi ortak değerlerdi. Ancak devletle-terörist arasına kan girmişti.
***
15 Temmuz'da darbeye kalkışan Fetullahçı Terör Örgütü'nün uçaklardan, helikopterlerden, tanklardan milletin üzerine kurşun ve bomba yağdırdı. 241 insanımızı şehit etti. Bin 294 insan gazi oldu. FETÖ'cü darbe girişiminden bu yana bazıları anlamak istemiyor sanki.
Aynen PKK terörü gibi kan girdi bu işin içine. Her şehidin her gazinin evinde, milletin her ferdinde FETÖ'cülere karşı nefret var.
Toplum kendi iradesine, vatanına, inancına, demokrasiye karşı girişilen bu alçak darbenin arkasındaki hiç kimseyi asla affedemiyor. Zaten kimse de bunu beklemesin milletten.
***
Batı medyası, darbe girişiminden bu yana "Keşke darbeciler başarılı olsaydı" motivasyonu ile yayınlarını sürdürüyor.
ABD'den AB ülkelerine kadar özellikle siyasiler, darbe girişiminin arkasında FETÖ'nün olduğunu adları gibi biliyor. Ancak medyaları eliyle Türkiye'yi belli bir çizginin içinde tutmak için çırpınıyorlar.
Öyle ki saçmalık derecesinde işler yapıyorlar.
Mesela geçen hafta Gülen, Alman "Die Zeit" ve İspanyol "El Pais" gazeteleri ile Alman haber ajansı dpa'ya Pensilvanya'da ortak demeç verdi.241 şehidin emanetinden bile utanmadan, terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen ile röportaj yaptı.
ABD ve AB yönetiminin bile "Arkasında Gülen var" dediği darbe girişimi için Gülen, "darbe girişiminin kurgu olduğunu ve Erdoğan tarafından planlandığı" yalanını söyledi.
Bu röportajın ardından da CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, diplomatik pasaportunu göstermesine rağmen Almanya'nın Frankfurt Havaalanı'nda alıkonuldu.
Almanya "Ermeni iddiaları" ve "İncirlik izni" konularından bu yana zıvanadan çıktı. Türkiye'den bir milletvekilini alıkoyacak denli saçmalamaya başladı.
***
Erdoğan'a darbe girişimi söz konusu olduğunda "darbecilerin hukuku ne olacak?" diye insan hakları sözcüsü kesilen Avrupa'nın, konu sığınmacılar olunca onların ülkelerine girmesini engellemek için ne yaptıklarına bakalım bir de.
Fransa ile İngiltere'yi birbirine bağlayan Calais Limanı'na 4 metre yüksekliğinde duvar yapmaya başladılar. Avrupa'nın ortasında yeni bir utanç duvarı!
***
Türkiye, hem terörle mücadelesinin zirve noktasında hem darbenin ardından devlete sızmış darbeci pislikleri ayıklamak için uğraşıyor hem de Suriye'de Fırat Kalkanı Harekâtı'nı başarıyla yürütüyor.
Konu dışı olacak gibi ama bence tüm bunlarla bağlantılı şeyler de devam ediyor.
Örneğin, darbe girişimine rağmen büyümesini sürdüren Türkiye ekonomisine karşı kredi derecelendirme kuruluşları adeta ülkemize saldırı başlattı.
Türkiye'nin "kontrolden çıkmaması" için bir umut diye şimdi de kredi derecelendirme kuruluşları üzerinden operasyon çekmeye çalışıyorlar. Moody's, notumuzu düşürdü(!)
Dış basın ve ekonomi üzerinden Türkiye düşmanlığı yürütenlere karşı, millet olarak rehavete kapılmadan omuz omuza durmayı sürdürmeliyiz. Unutmayalım, hainde "oyun" bitmez!