Bugün Ramazan Bayramı. Ülkemizin ve tüm İslam aleminin bayramı mübarek olsun.
Haberlerden izliyoruz. Bodrum'da, Bolu'da vs. şehirlerarası karayolu trafiği adeta kilitlenmiş. İnsanlar tatile ve anne-babalarına ziyarete gidiyor.
"Aman bayramda tatlıyı kaçırmayın", "Ev baklavası yapmanın incelikleri" gibi haberlerin ardından insanın içini acıtan bir haber geliyor bu defa ekranlara.
İstanbul Atatürk Havalimanı'nı kana bulayarak 43 kişiyi katleden DAİŞ terör örgütünün bu kez Bağdat'ta 200'den fazla insanı bombalarla katlettiği haberleri akıyor.
Sonra Suriyeli sığınmacıların Türkiye'deki ve Avrupa ülkelerindeki kampları arasında karşılaştırma yapan bir habere gözüm takılıyor. AB yöneticileri bile 3 milyon sığınmacının yaşadığı Türkiye'de şartların çok daha iyi olduğunu, 'koskoca' AB'nin 3-5 bin sığınmacıya dahi insanca hizmet veremediğini anlatıyor.
Türkiye'deki kamplarda kalan Suriyeli sığınmacıların çocuklarıyla görüşüyor muhabir. Hepsinin gözlerinde buruk da olsa bayram sevinci var yine de. Kendilerine hediye edilen bayramlıkların ve oyuncakların sevinciyle biran önce ülkelerindeki savaşın bitmesini istiyorlar.
***
Yürek burkan haberlerin ardından televizyonlar canlı yayınla, Türkiye'den hareket eden 14 bin ton insani yardım malzemesi yüklü 'Lady Leyla' isimli geminin İsrail'in Aşdot limanına ulaştığını veriyor.
Geminin 14 bin tonluk yükünün içine en başta 100 bin çocuğa bayramlık elbise ve ayakkabı konulmuş. Bu haberi duyunca istemsizce gülümsedim. Gemide, 5 bin ton un, 2 bin ton pirinç, 3 bin ton şeker varmış. Gazzeli 100 bin çocuğa bayramlık elbisenin yanı sıra 10 bin koli de oyuncak eklenmiş. Harika.
Haberlerde "Gazzeliler çok sevinçli, özellikle minikler bayrama buruk girmeyecek" diyor.
***
Haberi izlerken bir gün önce bir mağazada karşılaştığım Filistinli bir aile geldi aklıma. Soğutuculu sebil makinesi alıyorlardı. Filistinli olduklarını ve babanın İngilizce konuştuğunu duyunca ayaküstü onlara Türkiye-İsrail mutabakatını ve Gazze'deki son durumu sordum.
"Filistin'e devlet terörü uygulayan İsrail'in yalnızlığa mahkûm olması en güzeli ama Türkiye'nin İsrail'le arasının bozuk olması en çok bize zarar veriyor. Buruk da olsa Gazze'de sevinç var. Hele bayram öncesi bir gemi dolusu yardım çocukları çok sevindirdi. Ancak bizim için en büyük sorun, elektrik" dedi.
Üstüne basa basa üç-dört kez 'elektrik' deyip durdu. Çünkü ortalama günde 8 saat elektrikler kesiliyormuş Gazze'de. Gaz lambaları ve mumların devrilmesiyle çıkan yangınlarda birçok insan hayatını kaybetmiş.
Filistinli amca devam etti; "Elektrik yoksa teknoloji yok. Bu sıcaklarda buzdolabı yok. Soğuk su yok. Tüm yiyecekler hemen bozuluyor, çocuklar hastalanıyor. En çok elektrik Türkiye'nin Gazze'nin elektrik sorununu çözecek olmasına seviniyor insanlar. Allah Erdoğan'dan ve Türkiye'den razı olsun"
***
Lady Leyla, bayramı unutmuş Gazzeli çocukların yüzüne bir tebessüm konduracak belli ki.
Filistinli amcanın duasına 'amin' diyorum ve ekliyorum: Allah, Türkiye'nin de Erdoğan'ın da sırtını yere getirmesin inşallah...