Bu ülkede darbeci vesayetçiler, ne zaman darbe yapmak isteseler ortalığı karıştırmak için çocukları sokağa saldılar, onların ölümleri üzerinden kafalarındaki 'ülke'nin zeminini hazırladılar.
Menderes'i devirmek için, 12 Eylül darbesine zemin hazırlamak için nasıl ki liseli gençler sokakta çatıştırıldıysa bugün de aynı gaye güdülüyor.
Taşeron olarak kullanılmaya müsait Türk ve Kürt solu özellikle Gezi'den bu yana gençleri, liselileri, çocukları sokağa sürüyor. Gençler ne kadar çok ölürse onlar da o kadar mutlu oluyor.
***
Gezi güzellemesi yapan, Kobani methiyeleri dizen, devrim marşları üfleyenlerin hepsi bugünlerde yine 'sokak' çağrılarına, başkasının çocuklarını öldürme hesapları yapmaya başladı.
Yine liselileri kullanma niyetinde bazıları. Gezi eylemlerinde, Demirtaş'ın 6-8 Ekim'deki Kobani bahaneli provokasyon çağrısında ölen çocuklar kimdi? Yasin Börü ve 3 arkadaşının kafasını taşla ezerek katledenler kimdi? Sokak çağrıları yapanların hangisinin çocukları sokağa çıktı?
***
Son günlerde liselerde yapılan provakatif eylemlerle okul yöneticilerine yönelik sistematik protestolar yapıldığı haberlerini okuyoruz. Hiç biri öğrenci kaynaklı eylemlere benzemiyor ve bu kez de lise öğrencileri istismar edilmek isteniyor.
18 yaşından küçük çocukları manipüle ederek "ifade özgürlüğü"nden dem vurmak bize geçmiş yıllarda yaşadığımız 'projeleri' hatırlatıyor.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da buna dikkat çekerek liselerdeki eylemlerin sistematik protestolar şeklinde yapıldığını ve 'profesyonel' olduğuna dikkat çekerek "Eylemlerde ve bildirilerdeki profesyonellik bunun göstergesidir. Barışçıl eylemlere 'evet' diyoruz ancak liselerdeki amaç barıştan çok kaosa hizmet etmektedir. Amaç kutuplaşmadır" dedi.
***
Burada anne-babalara büyük görev düşüyor.
Tamam ta 1980 öncesinden içinizde yarım kalmış 'devrim hayalleri' olabilir ama burası Türkiye!
Burası Latin Amerika ülkesi değil. Bu toprakların genlerinde yok böyle bir şey. Kullandırtmayın çocuklarınızı. Hainlerin, çocuklarınıza göz dikmelerine izin vermeyin.
Muhalefet çaresiz kaldıkça, sokaklardan medet umuyor. Sokaklardan medet umanlardan ise millet nefret ediyor.
Dolayısıyla sokağa çağıranlara da öfkelenip onları sandığa gömüyor. Ve muhalifim diye geçinenler ne yazık ki bu matematiği bir türlü çözemiyor. Haliyle aynı yerde debeleniyor.
Tam bir kısır döngü…