Oldum olası Türkiye'de sağlam bir muhalefete ihtiyaç olduğu söylenir. Birçok insan gibi ben de böyle düşünürüm. Çünkü sağlam bir muhalefet iktidarın itici gücüdür.
Türkiye'de muhalefet şu sistemi uyguluyor; milletin lehine alınacak her kararda daha en baştan "Hayır", "İstemezük" tavrına giriyor. Böyle yapınca kendi tabanlarında oylarını koruyacaklarını sanıyor ancak kendilerine oy verecek başka insanları baştan kaybediyor.
Halbuki olumlu işlerde muhalefet baştan 'hayır' diyeceğine çıtayı biraz daha yükseltse millet bundan daha çok fayda görür. Örneğin asgari ücret konusunda bile muhalefet ilk kez negatif değil de pozitif bir tavır takınınca çalışanların alacağı ücret de artmış oldu.
***
Fakat bu noktada, ana muhalefet olduğunu iddia eden CHP'den epeydir millet umudunu kesti.
CHP'li yöneticiler partilerinin, halktan "iktidar" olacak oyu almaması için ellerinden geleni yapıyor.
Bu konuda o kadar çok örnek var ki saymakla bitmez.
Sadece yaşadığımız şu son iki örnek bile CHP'nin sıkıştığı banttan çıkamayacağını göstermeye yeter.
Birinci örnek CHP'li bir milletvekilinin iftiraları.
CHP Milletvekili Rus televizyonuna çıkıp, Türkiye'nin DAEŞ'e kimyasal gaz verdiği iftirasını attı.
Partisine bakmaksızın hemen herkes bunu 'ihanet' olarak yorumlayarak CHP'nin acilen parti içi disiplini başlatmasını, bu milletvekilinin TBMM çatısı altında olmaması gerektiğini söyledi.
CHP'li bir arkadaşım bile milli hassasiyetlerle bu konuda benimle aynı düşündüğünü söyledi. Ancak CHP yönetimi öyle mi?
***
İkinci örnek ise bu şahsa karşı CHP'nin Genel Başkanı'nın yaklaşımı.
Kamuoyu, CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan bu konuda bir "yaptırım" beklerken Kılıçdaroğlu ne yaptı?
Peşmerge'ye eğitim vermek için Musul'da bulunan Türk askerine takviye yapılmasını "işgal" olarak değerlendirdi.
Şimdi halk, böyle bir milletvekiline, böyle bir zihniyete, böyle bir lidere sahip partiye nasıl güvensin?
***
Başbakan Davutoğlu, "Bir CHP milletvekili bugünlerde hepimizi derinden üzen ve CHP'ye oy veren seçmenleri de belki diğer milletvekillerini de herhalde derinden kaygıya teşvik eden ifadelerde bulundu. 'Eğer bir komşu ülkeyle Türkiye karşı karşıya gelirse Türkiye'ye karşı o komşu ülkenin safında olurum' dedi. Bu demokrasi tarihimizde hiç sarf edilmemiş bir sözdü. Onu diyen milletvekili artık 'Ben milletin vekiliyim' deme hakkına sahip olur mu?" diye sordu.
Şimdi millet CHP'yi nasıl oy verip de iktidara getirsin?
Türkiye yarın benzer başka bir olay yaşasa bu partinin, aynı tavır içine girmeyeceğinin garantisi ne?
CHP iktidarında bir vekilin, kendi devletine değil de ülkesine düşman devletlerin argümanlarına sarılmayacağına nasıl güvenelim?