Soçi'de bölgenin kaderine karar verecek olan ülkelerin liderlerinin bir araya gelmeleri çok önemliydi.. Onbinlerce kilometre öteden gelip bu coğrafyanın kaderine karar verenlerin aksine, doğrudan bölge aktörlerinin masada olduğu bir çözüm, kuşkusuz en uygulanabilir / hayata geçirilebilir çözüm olacak.. Bunun farkında olan Amerika destekli PKK şimdiden paniğe kapılmış durumda.. Terör örgütü ele başı Murat Karayılan'ın, Putin'e, 'Türkiye'yi bizden uzak tutun' diye yalvarması boşuna değil..
**
Zira evet 2011'den bu yana devam eden Suriye iç savaşını bitirmek için oturuldu o masaya.
Fakat ülke gerçeği bambaşka.. 'Çatışmasızlık' programı çerçevesinde İdlib'e inen Türk askerinin, güneyden Afrin'i de kuşattığını, şartlar olgunlaştığında Afrin harekatıyla o kritik alan için düğmeye basılacağını hepsi biliyor.. Bunca diplomasinin yürütüldüğü, Esad'ın kalkıp Soçi'de Putin'le masaya oturduğu bir dönemde, Afrin'in bu halde kalmaya devam etmesi, hayatın olağan akışına da aykırı zaten.. Bu harekat olacak. Hem de karşımızda hangi ülkenin ordusu olursa olsun.. Oradan bu topraklara terör ihracına izin verilemez.. Sonuçları her ne olursa olsun.. İşler bu aşamaya geldiğinde, Fırat Kalkanı'nda ne olduysa aynısı olur.. İlerlemek, Türk askeri için tankının yapabildiği sürat kadar hızlı olur.. Ama öncesinde, nasıl ki DEAŞ, topladı tasını tarağını gitti, bu süreçlerden sonra başka bir gelişme yaşanması da sürpriz olmaz..
**
Bakın daha bir iki hafta önce Rusya'nın, PKK'ya devlet vaadinden söz ediyorduk.. Suriye'de savaşın ardından yapılacak geçiş süreci için hazırladığı anayasa taslağında PKK'ya Suriye'nin kuzeyinde 'Kültürel Özerklik' vermeyi taahhüt etmişti Putin.. Bugün son Soçi Zirvesinde ise Recep Tayyip Erdoğan, hem Putin'in hem de Ruhani'nin gözlerinin içine baka baka; "… Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ile ülkemizin milli güvenliğine kasteden bir terör örgütü ile aynı platformda yer almamızı bizden kimse beklememelidir.…" diyerek resmi tavrımızı masaya koydu..
Eğer Soçi sonuç açıklamasında vurgulandığı gibi, Suriye'de yeni anayasa ve özgür seçimler için irade ortaya konması, Suriye halkının öncülüğünde özgür, adil ve şeffaf bir siyasi sürecin başlaması kararı alındıysa, bu sürecin başarıya ulaşması için taraflar gereken özeni göstereceklerdir..
Türkiye, yapması gerekeni fazlasıyla yaptı.. Şimdi özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği kırmızı çizgi üzerinden Rusya'nın tavrını görüyor olacağız.. Samimiyet ve sonuç odaklı siyasetin nasıl işleyeceğini göstermesi bakımından önümüzdeki bir kaç hafta çok kritik olacak..
