Bugün detayları daha belirgin biçimde ortaya çıkacak..
Ama daha ne olduğunu bile anlamadan Erdoğan'a,
hem de "İsrail" üzerinden saldırılar başladı..
Evvelâ baktım, kim saldırıyor diye..
- Dün 'otorite' diyen Fetö orada..
- Dün manşetini İsrail'e sormadan atamayan 'Hürriyet' orada..
- CHP ve CHP medyası orada..
- PKK, PKK muhipleri, kravatlı terörist HDP'liler de orada..
- Bizzat Mossad'ın bordrosundaki satılık kalemler de orada..
Dedim o vakit;
"hah.. Demek ki Türkiye'nin çıkarlarını gözeten iyi bir anlaşma olmuş olmalı"…
İnanın bana bu taktik çoğu zaman tutar..
Baktın ki şer cephesinin sesi yüksek çıkıyor, demek ki doğru yoldasın..
**
Değerli dostlar..
"Türkiye artık İsrail'in dostudur" türü tezviratlara kanmayın..
İsrail'le yapılan görüşmeler, varılan mutabakat, altına konulan imzaları iyi anlamak lazım..
Bazı zevzeklerin "Reza Zarrab'ın verdiği bilgiler ile Türkiye köşeye sıkıştı, ondan apar topar böyle bir anlaşma yapmak zorunda kaldı" gibi deli saçması iddialara itibar etmeyin.. Bu saçma sapan iddialar hâlâ CHP'de oya dönüşüyor mu o kısmını da anlamak mümkün değil..
Zarrab ne söyledi ve Erdoğan nasıl köşeye sıkıştı bilemem..
Tek bildiğim 26 Haziran Roma Mutabakatı, 3 buçuk yıldır devam eden al-ver sürecinin nihayetinde varılan devlet mutabakatıdır.. Yani 7 haziran fırsatını iyi değerlendirip hükümet kurmayı başarabilseydi, bugün Roma'da o anlaşmanın altında Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzası olacaktı.. O kadar söyleyeyim..
Bu al-ver sürecinin ilk kazanımı hatırlayacaksınız, Türkiye'nin İsrail'e özür diletmesi oldu.. Bu İsrail tarihi bakımından son derece önemli bir adımdı..
**
Önemini anlatmak adına bir minik hatırlatma yapmama izin verin..
6 gün savaşlarını izlemek üzere Gazze'ye giden Amerikan gözlem gemisi USS Liberty, İsrail tarafından kasten kasten torpillendi..
O saldırıda, İsrail 25 askeri hedef gözeterek öldürdü..
ABD ayağa kalktı.. Ortalık karıştı..
O saldırı nedeniyle İsrail'in ABD'den özür dilemediğini biliyor musunuz?..
Peki, her Filistin'e yönelik askeri operasyonda, en az bir BM Karargahının vurulduğunu biliyor musunuz?.. Bu saldırılar için bir kez olsun BM'den özür dilediğini mi zannediyorsunuz İsrail'in.. Ama Mavi Marmara Kanlı Baskını için, Türk Halkı'ndan özür diledi.
**
Dahası, şimdi geldiğimiz noktada, İsrail Türkiye'nin bütün taleplerini kabul ettiğini açıkladı.. Özür dışında iki şartımız daha vardı biliyorsunuz İsrail'e yönelik olarak.. Mavi Marmara'da şehit düşen ailelere tazminat ve o kanlı saldırıya sebep olan ambargonun gevşetilmesi.. 31 Mayıs 2010'da, o saldırı yapıldığı andan, Roma Mutabakatı'na gelen süre boyunca, Türkiye tavrını tutumunu hiç değiştirmedi.. 3 şartı vardı.. Ve son tahlilde 3'ünü de aldı..
- İsrail tarihinde ilk defa bir başka devletten özür diledi..
- Mavi Marmara şehitlerinin ailelerine tazminatı kabul etti..
- Türkiye'nin Gazze'deki insani duruma müdahalesine 'tamam' dedi..
**
Detaylarını öğreneceğiz…
Ama emin olun, Gazzeli kardeşlerimize faydası dokunacak bir sürecin başladığını söyleyebilirim..
Bundan sonra Gazze'de, yardım konvoylarımızın rahatça gidebildiğini, Hastanelerin inşa edildiğini, elektrik, su gibi sorunların halledilmesine dönük somut adımların atıldığını ve daha pek çok iyileşmeyi göreceğiz..
Daha da önemli bir bilgiyi paylaşayım burada..
Başta Hamas ve Fetih olmak üzere bölgedeki tüm gruplar, çeşitli kademelerde bilgilendirilerek ilerlendi.. Günün sonunda Halid Meşal, Erdoğan'a teşekkür etti.. Onların, Abbas ve Meşal'in memnun olduğu bir mutabakat başka kimi tedirgin edebilir ki?..