Bugün size bir konserden söz edeceğim. Ancak düşman çatlatmak istercesine, "Ah kaçırdınız; şöyle güzel çaldılar, böyle güzel çaldılar" demeyeceğim.
Tınılardan değil, derin bir hayal kırıklığıyla başlayan, ancak sonu mutlu biten bir hikayeyi kısaca anlatmaya çalışacağım.
Önce mekandan söz edeyim... Dünyanın en iyi 100 caz kulübünden biri sayılan Asmalımescit'teki Babylon, artık Feriköy'deki Bomontiada isimli kültürsanat- eğlence-yemek kompleksinde.
İzlediğimiz Mustafa Özkent işte orada çaldı.
Mustafa Özkent adı çoğunluğa bir şey ifade etmeyecektir. Olağan bir durum bu... 1960'ta başladığı profesyonel müzik yaşamını hala sürdürse de, 1970-80'lerin sanatçısı o...
75 yaşına gelmiş olsa da 60'larında gösteren Özkent, Gaziantep doğumlu. Yeteneğini önce ilkokuldaki müzik öğretmeni fark ediyor. Liseyi Ankara'da okurken keman çalıyor. Daha sonra gitara geçiyor.
Şehirli gençlerin yabancı müziklerle dans ettiği bir dönemde, Türk sanatçılar Anadolu pop-rock arayışlarına giriyorlar. Özkent'in eşlik ettiği halk müziği sanatçısı Ali Avaz, "Mustafa, kendi melodilerimizi kullandığımız bir dans müziği plağı çıkaralım" diyor.
Hemen 10 parçanın düzenlemesini yapıp kayda giriyorlar: Burçak Tarlası, Çarşambayı Sel Aldı, Zeytinyağlı Yiyemem, vb... Ortaya Mustafa Özkent ve Orkestrası'nın çaldığı "Gençlik ile elele" albümü çıkıyor.
Kapakta Ali Avaz'ın, Fransa'daki bir dükkanda görüp getirdiği şempanze resmi, makaralı teyple kolajlanarak kullanılıyor. (Bence burada bir görsel alay, bir kinaye var ama ona başka zaman değiniriz.)
Yıl 1973... Plak reklam için diskolara dağıtılıyor. "Gençler havasını bulmuş, dans ediyordu. Ben de DJ'e bizim plağı koyması için kaş-göz işareti yaptım" diye anlatıyor Özkent.
Parçanın girişi ortama uygundur... Dans aynen devam ediyor... Ne zaman ki Üsküdar'a Giderken'in melodisi duyuluyor... Gençlerden biri duruyor...
DJ'ye dönüyor... Kollarını iki yana açıp, yüzünü buruşturarak, 'Zevkimizin içine limon sıktın' işareti yapıyor.
"Benim bittiğim an, işte o andır" diyor Özkent . Böylece yerli melodilerle dans müziği yapma sevdası rafa kalkıyor.
Yıllar yılları kovalıyor. Derken 2006'da albüm yurt dışında keşfediliyor. Eski plağın fiyatı 600 dolara fırlıyor! Böylece albüm dışarıda ve içeride tekrar basılıyor.
İşte çarşamba akşamı Babylon'da dinlediğimiz "Mustafa Özkent ve Belçika Orkestrası" konserinin böyle bir arka planı vardı. Konser sırasında danslar edildi, coşku ıslıkları çalındı, "Dolana, dolana" diye bağırılarak parça istendi.
Özkent ve arkadaşları konseri, albümün en çok sevilen parçası olan 'Dolana Ay Dolana' ile bitirirken, torunu yaşındakiler çığlıklar atıyordu.
Ve müzik durduğunda Özkent'in ağzından "Bu anı tam 43 yıl bekledim" sözleri döküldü. Hayal kırıklığıyla başlayıp mutlu sonla biten, dediğim işte bu hikaye...
"Gençlik ile el ele" albümü.