Kadir Has Üniversitesi'nin 2011'den beri her yıl yaptığı, Türkiye Sosyal -Siyasal Eğilimler Araştırması'ndan geçenlerde söz etmiştim... Değinilmesi gereken başka önemli veriler olduğu da belirtmiştim. (19 Ocak) İşte onlardan biri:
AK Parti'nin Kürt Sorununa ilişkin politika ve yaklaşımlarını, "Çok başarılı" ve "Başarılı" bulanlara, neden böyle düşündükleri sorulmuş...
Kimi "Çözüm Süreci" (yüzde 19.1) demiş, kimi "Ayrımın ortadan kalkması" (yüzde 10.0) diye cevap vermiş. Bazısı "Yapılması gereken yapılıyor" (yüzde 7.7) demiş.
Benim asıl ilginç, hatta tuhaf bulduğum veri ise AK Parti'nin politika ve yaklaşımlarını, "Çok başarısız" ve "Başarısız" bulanların içinde yer alıyor:
Kimi "Yıllardır terörün bitmemesini" (yüzde 36.8) neden olarak gösterirken, kimi "Kürtlerin haklarının ellerinden alınması" (yüzde 11.5) diye cevap vermiş.
Şimdi sıkı durun: Sadece yüzde 9.8'lik bir oranla ve ancak üçüncü sırada yer alan "başarısızlık sebebi" nedir biliyor musunuz? "Şehit sayısının artması!"
Yaz ve sonbahar aylarında şehit düşen polis ve askerler sebebiyle biz medya olarak hop oturup, hop kalkmıştık. Öyle günler oluyor ki birden fazla kara haber geliyor çatışmaların olduğu şehirlerden...
Ancak bizdeki bu kaygıların halk nezdinde bir karşılığı olmadığı anlaşılıyor. AK Parti'yi Kürt Sorunu bağlamında başarısız bulan 'muhalif kesim' dahi meğer şehit sayısının artmasıyla pek ilgilenmiyormuş. Bu konuda bizim vatandaşlarımızın hayata bakışı ve değerleri, birçok başka ülke halkından ciddi biçimde farklı.
Mesela Batı âleminde şehit sayısının artması, başlı başına bir sorundur. Siyasi ve askeri yöneticilerin başarısızlığı olarak görülür. Bizde ise öyle bir bağ kurulmuyor.
Cenaze törenlerinde, maçlarda, cuma namazı çıkışlarında, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" diye bağırdıktan sonra... "Ölenle de ölünmez ki birader" diye mırıldanıp işimize gücümüze baktığımız anlaşılıyor.
Polisinin, askerinin şehit düşmesini bile fazla önemsemeyen bir halkın, sivil ölümleri umursaması ise hiç beklenemez değil mi?